1 Ekim 2013 Salı

Ragıp Başdağ: "Hayatımda ilk defa adam adama markaj altında oynadım"*


Sezon başındaki hedefler çerçevesinde lig nasıl ilerledi, nerelerde zorlandınız? Puan kaybettiğiniz zamanlarda telaşa kapıldınız mı, endişelendiniz mi?
Başkanımız da, hocamız da çok hırslı. Zaten kurulan kadro da mutlak şampiyonluk hedefiyle yola çıktı. Sezon başından beri çoğunlukla ilk ikinin içerisinde olduk. Kötü sonuçlar aldığımız zamanlar oldu ama bunun üstesinden de birlik beraberlikle geldik. Çünkü herkesin birbirine olan güveninden hiçbir zaman bir eksilme olmadı. Özellikle ilk iki yarışının içerisinde fazla takımın olmaması bizim için avantajdı. Kadrodaki tecrübeli oyuncuların fazla olması kaos ve panik ortamının yaşanmasını da engelledi.

Deplasmanlarda çok iyi sonuçlar almanıza rağmen iç sahada aynı başarıyı yakalayamamanızı neye bağlıyorsun?
Deplasmanda olduğu gibi iç sahada da aynı başarıyı göstermemiz gerekiyordu. Nedeni klasik olacak ama rakipler iç sahada bize karşı çok katı savunma yaptı. Ne yazık ki bunu aşmakta çok zorlandık. Oynadığımız hücuma dönük sistemin en büyük dezavantajı da baskılı oynarken rakibe vermiş olduğumuz pozisyonlardı. Bu açıklarımız da zaman zaman değerlendirildi ve puan kayıpları kaçınılmaz oldu. Şunu da söylemek istiyorum; hep yukarılarda olduğumuz için takımlar bize farklı hazırlandı sezon boyunca. İçeride bizi yenen neredeyse tüm takımlar sonraki hafta fiziksel olarak düştü ve puan kaybetti.

Az taraftar önünde oynamak nasıl bir durum oldu sizin için?
Ne yazık ki tribünleri doldurmayı başaramadık. Zamanla boş tribünlere oynamayı kabullendik ve alıştık. Kayseri’deki puan kayıplarının bununla da alakası vardı. Rakip oyuncuları baskı altına alamıyorduk, hakemler çok rahat kararlar verebiliyordu… Ama gelen taraftarlara da haksızlık etmek istemiyorum. Sezon sonuna doğru taraftar sayısında bir artış oldu ama şampiyonluğa oynayan bir takımın daha dolu tribünlere oynaması gerekiyordu.

Geçen sene Denizlispor’da da birlikte olduğunun Osman Özköylü için ne söylersin?
Osman Hocayı futbolculuğundan beri tanıyorum, Trabzonspor’da kısa bir süre birlikteydik. Yapı olarak çok hırslı bir insan, her zaman kazanmayı istiyor. Ayrıca da futbol bilgisi çok iyi. Futbolu pozitif yönde oynatmayı seviyor. Takım içinde herkese eşit mesafede olması hem bizler için hem de kendisi için önemli bir artı. İnanıyorum ki Türk futbolunda çok önemli yerlere gelecektir.

7 sezon Süper Lig, 5 sezon da 1. Lig’de oynadın… Bu 5 yılda da Akçaabat Sebatspor, Sakaryaspor ve son olarak Kayseri Erciyesspor ile birlikte Süper Lig’e çıktın. İki ligi kıyaslar mısın?
Tabii ki Süper Lig’de çok kaliteli oyuncular var. Herkes kendi görevini yapmaya çalışıyor. Ama Süper Lig’de oynadığım zamanlarda daha rahattım, topu kullanmak daha kolaydı. PTT 1. Lig’de daha çok mücadele etmen gerekiyor ve aynı mücadeleyi her maça yansıtmak zor oluyor. Bunun için de seri galibiyetler alan takım sayısı azalıyor. Oynadığım mevki itibari ile hem savunmaya hem hücuma yardım etmem gerekiyor, bu da daha çok mücadele demek. PTT 1. Lig’de rakip oyuncular oynatmama üzerine sahaya çıkıyorlar, öyle olunca da topu kullanmada sıkıntı oluyor. Hayatımda ilk defa adam adama markaj altında oynadım. Lig düştükçe mücadele artıyor.

Genel yapılagelişe baktığımızda Süper Lig’e çıkan takımlarda teknik adam gönderiliyor, kadro da ciddi derecede değişiyor. Erciyesspor’da nasıl olmasını bekliyorsun, nasıl olmalı sence bu geçiş?
Yeni çıkan takımların ilk hedefi ligde kalıcı olmaktır. Tabii ki bu kolay bir süreç değil. PTT 1. Lig’de oynarken Süper Lig için planlama yapmanız, ona göre takım kurmanız gerekiyor. Bunun için de ilk olarak teknik direktörle uzun vadeli bir anlaşma yapılmalı ve istikrar sağlanmalı. Erciyesspor’da Başkan, yönetim ve hoca bunu düşünüyordur zaten ama tabii ki takviyeler şart, çünkü çok zorlu bir ligde mücadele edilecek.


Yıllardır alışıldığı üzere bu sezon da istikralıydın… Cezalı olduğun maçlar dışında full oynadın. Performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Bu sezon benim ve takım arkadaşlarım için olumlu geçti. Hangi yaşta olursan ol devamlılık için çok çalışman, işine, arkadaşlarına saygı duyman ve en önemlisi de kazandığın paranın hakkını vermen gerekiyor. Ben de bunları düşünerek mücadele ediyorum. Oynadığım sürece de bunları yapmaya devam edeceğim.

35’ine geldin, ama hala fizik olarak çok iyi durumdasın. “Süper Lig’de oynarım” ya da “PTT’de birkaç sezon daha oynarım” diyor musun?
Şu anda gerçekten kendimi iyi hissediyorum ama bu tamamen arz - talep meselesi. Sahada takımıma katkı verdiğim sürece devam etmeyi düşünüyorum. Alt liglerde de kaliteli oyuncular var, ama söylediğim gibi sahada istediklerimi yaptığım sürece bulunduğum ligde de oynayacağımı düşünüyorum.

Futbolu bıraktıktan kariyer planlaman nedir?
Futbolu bıraktıktan sonra futbolun içinde olmak istemiyorum.

Neden?

15 senedir profesyonel futbolun içindeyim. Kamplar, antrenmanlar, deplasmanlarla geçti yıllar... Öyle olunca da aileme istediğim kadar vakit ayıramadım. Futboldan sonra ailemle zaman geçirmek istiyorum. 

*FourFourTwo Dergisi 2013 Haziran sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder