1 Ekim 2013 Salı

Deliormanlı Kartallar: Ludogorets Razgrad*


Bulgaristan Süper Kupası finali olduğu için takım Razgrad’da değildi, ama yine de en son yaklaşık 25 yıl önce gittiğim stadı görmek istedim. İlkokul 3’e kadar okuduğum Vasil Levski’nın önünden geçip, hayvanat bahçesi, veledrom ve açık hava tiyatrosunun olduğu Şehir Parkı’nın içinden stada doğru yürürken, sahanın doğal çimden hallice olduğu yıllarda Ludogorets’in miniklerinde top koşturduğumuz zamanları hatırlıyordum. Ama o stat aynı değildi artık karşımda bulduğum; modernize edilmiş, küçük bir futbol mabedi haline getirilmiş, mini bir arena olmuş. Adını da zaten Ludogorets Arena koymuşlar.


Ludogorets Razgard hiç en üst seviye lig olan A Grubu’nda oynamamıştı, tarihi B ve V’de geçmişti 2 sezon öncesine kadar. Ludogorets Arena’ya bakarken, belki de o yüzden hala gerçekliğini algılamakta zorlanıyordum ilk göz ağrımın 2 senedir Bulgaristan futbolunda yaptıklarını. 2009’da 3. Lig sayılan V Grubu’nda olan Ludogorets, o sezon B’ye yükseldi. Takım hiç yıl kaybetmeden burada da şampiyon oldu ve tarihinde ilk defa A Grubu’na çıktı. Ve asıl şimdi başlıyormuş meğer Bulgar futbolundaki Razgrad rüzgarı. 2010 – 2011 çılgın bir sezon oldu Ludogorets için. Holywood film senaristleri için bile fazla sayılabilecek bir son bekliyordu Deliormanlıları. 2012 yılının 23 Mayıs günü Ludogorets Arena tarihi bir maça sahne oldu. Son haftaya girilirken, CSKA Sofya 2 puan öndeydi ve şampiyonluk için beraberlik yetiyordu kırmızılara. Ama Miroslav İvanov’un süper frikik golü şampiyonluğu Razgrad’a getiriyordu. Ludogorets, bundan bir hafta önce de Lokomotiv Plovdiv’i 2-0 yenmiş Bulgaristan Kupası’nı kazanmıştı. Peri masalı gibiydi her şey. Süper Kupa finalinde yine Lokomotiv Plovdiv’i yenen yeşil beyazlılar, Bulgaristan’daki 3 kupayı da kazanarak eşine az rastlanan bir başarıya imza attı. Rekorlarla dolu bir sezon oldu Ludogorets için. 1999 yılında olduğu gibi Estonya’nın Levadia Tallinn takımı dışında alt ligden çıktığı sezon Lig, Kupa ve Süper Kupayı kazanan dünyadaki ilk kulüp oldu. Aynı zamanda 3 yılda 3 lig atlayıp, peş peşe 3 şampiyonluk yaşayan 96-98 arasındaki Kaiserslautern ile birlikte tek takım dünyada.
Ludogorets, geçen sezon yine müthiş bir final haftasıyla şampiyon oldu. Uzun süre önde götürdüğü ligde 3 maç kala Levski’ye yenilmiş ve liderliği rakibine kaptırmıştı. Son maçta Razgrad, Montana’yı 3-0 yenerken, Levski Sofya ligde hiçbir iddiası olmayan Slavia Sofya ile evinde ve üstelik kendi kalesine attığı golle berabere kaldı. Levski şampiyonluğu rakibine hediye ederken Ludogorets, üst üste ikinci kez şampiyon oldu ve harika bir futbol masalı yazmış oldu.


Pehlivanlar diyarındaki Deliormanlı Kartallar
Futbolda başarılar Sofya merkezlidir ve başkent kulüpleri domine eder Bulgaristan ligini. 1948’de kurulan profesyonel ligin 64 yıllık tarihinde CSKA 30, Levski 21, Lokomotiv 2 ve Slavia 1 kez olmak üzere 54 şampiyonluk Sofya’ya gitti.
Peki, nasıl oldu da Ludogorets Razgrad, Bulgar futbolunu altüst etti böyle? Zira ülkenin kuzey doğusunda Deliorman bölgesinin 35 bin nüfuslu bir şehridir Razgrad. Ayrıca da Deliorman futboldan ziyade pehlivanlarıyla nam salmıştır. Koca Yusuf, Ahmet Kara, Hergeleci İbrahim, Kurtdereli Mehmet, Katrancı Mehmet ve Kel Aliço meşhur Deliormanlı pehlivanlardır. Takımın adı olan Ludogorets de “Deliormanlılar” anlamına geliyor zaten. Kulübün sembolü de yine bölgeden: Kartal. Yani Ludogorets Razgrad, Deliormanlı Kartallar diye anılır.
Filmi geri sarıp, hikayenin başlangıcına gittiğimizde bu 3 yıllık “altın dönem” daha iyi anlaşılır olacak.


Bulgar Abramovich dönemi: Kiril Domuschiev
2010’da kulübü ilaç devi ve armatör 41 yaşındaki işadamı Kiril Domuschiev satın aldı. CSKA Sofya’da yöneticilik yapan Kiril Domuschiev, yönetim ile sorunlar yaşayınca Sofya’dan ayrılır ve Ludogorets’e yönelir. Şehrin en büyük fabrikası olan Antibiotik ve diamant ilaç ürünleri fabrikasının da sahibi olan Domuschiev, Razgrad’a ve kulübe olan yatırım nedenlerini şöyle açıklıyor: “Bu bölgeye yatırımlar yapıyoruz, Razgrad’a fabrika açmıştık daha önce. Bildiğimiz bölgenin takımına yatırım yaptık. Ayrıca spor insanların hayatında önemlidir. Sadece çalışmakla yaşam devam edemez. Bu yüzden biz de şehrin spor gelişimine yatırım yapıyoruz. Futbol da benim için çok önemli. Çocukluğumdan beri futbolun içindeyim. Genç takımlarda oynadım, ayrıca iyi bir maç izleyicisiyim.”
Medya önünde yer almayı seven, hareketli ve sıcak bir profil çizen genç işadamı CSKA Sofya’daki yöneticilik sürecini de önemsiyor: “CSKA deneyimi benim için olağanüstüydü. Çok önemliydi. Sorunlar yaşadım orada ama anlaşmazlıklar her yerde olur. Benim için büyük tecrübeydi.”


Sofya Hegemonyasına son!
Aslında CSKA’dan önce başka bir kulüp ve başka bir işadamı Domuschiev için önemli bir gözlem fırsatı yarattı. Bulgaristan futbolundaki Sofya tekeline Ludogorets’ten önce Litex önemli bir darbe vurdu. Petrol zengini işadamı Grisha Ganchev Haziran 1996’da o güne kadar hiçbir başarısı bulunmayan ve küçük bir kulüp olan Litex Lovech’i satın aldı. Ganchev ile birlikte Litex büyük ivme yakaladı ve 1998, 1999, 2010 ve 2011’de olmak üzere 4 kez şampiyon oldu.
Benzer bir yöntem izleyen Kiril Domuschiev, başarıya Grisha Ganchev’den çok daha hızlı ulaştı. Kulübü satın aldığında Ludogorets B Grubu’nda yer alırken, Kiril Domuschiev alışılmışın dışında bir tercih yaptı ve takımın başına futbolu daha 1 ay önce bırakan İvaylo Petev’i getirdi: “Genç bir teknik adamla yola çıkmak istedik. İvaylo Petev çok çalışkan, bilgili ve dürüst biri. Bulgaristan’daki ‘büyük isimli’ teknik direktörlerde bu özellikleri pek göremiyoruz”


35 yaşındaki İvaylo Petev, B Grubu takımlarından Etar 1924’te 23 maç oynadığı sezonun ardından bir anda kendini Ludogorets’in teknik direktörü olarak buluyordu: “Razgrad ile anlaşma sürecim çok hızlı gelişti. 35 yaşına gelmiştim ve artık futbolu bırakmayı düşünüyordum. Etar’da sezonu bitirmiştim. Kulüp Başkanı Alexandır Alexandrov beni aradı ve benimle çalışmak istediklerini söyledi. Kulübü Kiril Domuschiev’in satın alacağından haberim yoktu henüz.”
Futbolculuğunda doğduğu şehrin takımı olan Litex Lovech ile 98 ve 99’daki iki şampiyonlukta önemli pay sahibi olan İvaylo Petev, tek teknik adamlık deneyimini 2008-2009 sezonunda B Grubu takımlarından Lyubimets’de antrenör – futbolcu olarak yaşadı.
Kulübün sportif yönetiminin başına kardeşi Georgi Domuschiev’i getiren Kiril Domuschiev tesisleşmeye önem verdi. Yeni yapı içerisinde Ludogorets ilk sezonunda B Grubu’nda rahat şampiyon olurken, stat ve tesisleşme için 8 milyon leva’lık (yaklaşık 4 milyon avro) bütçe ayrıldı. 6 bin kişilik Ludogorets Arena’nın zemini ve tribünleri modernize edildi ve üst lige hazır hale getirildi.


3 yılda altın dönem
Tarihinde ilk kez A Grubu’na yükselen takıma pek çok transfer yapıldı. Üst üste iki şampiyonlukta Emil Gargorov, Alexandre Barthe, Stanislav Genchev, Svetoslav Dyakov, Uros Golubovic, Lubomir Guldan, Marcelinho ve İvan Stoyanov Kartalların kadrosundaki önemli yerli ve yabancı yıldız isimler oldu.
İlk yılında Lig, Kupa ve Süper Kupayı kazanarak 3’te 3 yapan Ludogorets, şampiyon olduğu geçen sezonu tek kupayla tamamladı. Bulgaristan Kupası 2. Tur’da CSKA’ya elenen yeşil beyazlılar, Süper Kupa finalinde de Veroe’ye penaltılarla kaybetti.
Rüya gibi geçen bu 4 kupalı 2 yılı aslında kulübün sahibi Kiril Domuschiev de beklemediğini, 2012’deki efsane CSKA maçından sonra tribünde elinde şampanya kadehiyle canlı yayında anlatıyordu Bulgar televizyonuna: “Daha ilk yılda şampiyonluğu hayal bile etmemiştim. Şampiyonluğu sezon başında beklemiyorduk. Hedefimiz ilk altıda yer almaktı. Ama kurduğumuz takım çok çabuk başarıya ulaştı.” 
Teknik adamlık kariyerinin başlangıcına iki şampiyonluk sığdıran İvaylo Petev ise Avrupa kupalarında başarı ve üçüncü şampiyonluğun peşinde: “Ben ve Kiril Domuschiev maksimumu isteyen kişileriz. Bu nedenle iyi anlaşıyoruz. İkincilik başarısızlıktır benim için. İki sezondur ligin en iyi takımı, en iyi futbol oynayan takımı şampiyon oldu. Artık Şampiyonlar Ligi’nde başarı sağlamamız gerekiyor. Bulgaristan Ligi’nde ise sırada üçüncü şampiyonluk var.”


İlk şampiyonlukta rakiplerinin Ludogorets’i çok iyi tanımadıklarını ve bu yüzden ligde sürpriz yaptıklarını söyleyen takımın önemli yıldızlarından Brezilyalı Marcelinho’ya göre ikinci yılda daha zorlu bir mücadele oldu: “Bir önceki sezon takımlar bize çok iyi hazırlanmıyordu ve bu bizim için avantaj oldu. Ama bu sezon her takım bize karşı extra motivasyonla oynadı. Ayrıca şampiyonluktaki rakiplerimiz CSKA, Levski ve Litex çok güçlü ekipler. İkinci şampiyonluk zor oldu ama özgüvenimiz her zaman çok yüksekti”
Bulgaristan’ın Roman Abramovich’i olarak da görülen Kiril Domuschiev ile teknik direktör İvaylo Petev’in öncülüğündeki Deliormanlı Kartallar, şimdiden ülke futbol tarihini değiştirdi.
Önce Litex Lovech ardından da Ludogorets Razgrad’ın 2’şer şampiyonluğu ile Bulgaristan lig tarihinde ilk defa 4 yıl üst üste Sofya devleri şampiyonluktan uzak kaldı. Yeni sezonda peş peşe üçüncü kez ligde zafere ulaşmak isteyen Deliormanlı Kartallar, bakalım Bulgar futbolundaki Sofya hegemonyasını kırmaya devam edecek mi?


LUDOGORETS’İN MACURKA’SI: MUCNUR ÇOLAK


80’li yılların ikinci yarısında B Grubu’nda oynayan Ludogorets Razgard’da hareketli, çabuk futbol yapısı ve gol pozisyonlarındaki fırsatçılığıyla ele avuca sağmayan genç bir yetenek vardı. Altın sarısı saçlarıyla sahada hemen dikkat çeken 20’sindeki bu futbolcuyu taraftarlar isminden türettikleri “Macurka” lakabıyla çağırıyordu. 10 bin civarında Türk nüfusunun yaşadığı Razgrad’da bu genç oyuncu çabuk tanındı, benimsendi, sevildi. “Bizden olunca” doğal olarak biz de farklı bir gözle izledik Macurka’yı. 1989 yılındaki muhacirliğe kadar Macurka 4 sezon oynadı Ludogorets’te, 30 civarı da gol attı. 


Türkiye’ye göç ettikten sonra Çolak soyadını alan Mecnur, 1. Lig takımlarından Sariyer’de oynadı ilk olarak. 1990-1991 sezonunu dördüncü bitiren Sariyer’de attığı 7 golle hemen parladı. Sarıyer’de 3 sezon geçiren Mecnur, 2 yıl kalacağı ve asıl popülerlik kazanacağı Fenerbahçe’ye transfer oldu. Mecnur, orta sahada oynamasına rağmen ilk sezonunda 14 gol attı. Fenerbahçe’den sonra Denizlispor, Adana Demirspor ve Beykozspor’da oynadı. Ludogorets’in Macurka’sı 1998 yılında ve 31 yaşındayken aktif futbolculuk hayatını noktaladı.

*FourFourTwo Dergisi 2013 Ağustos sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder