19 Aralık 2013 Perşembe

Ankaragücü’nde Diriliş Zamanı*

Diriliş Başlıyor!

Bir asrı aşkın tarihinin en kötü günlerini geçirdi 2 yıl boyunca başkentin en köklü camiası. Üst üste kongreler, mahkemeler, ekonomik kriz, transfer yasağı ve önce Süper Lig, ardından da 1. Lig’de küme düşüş. Geçen sezon alt yapısından çıkan gençlerle ligde tutunmak için önemli bir direniş gösterdi ama başaramadı sarı lacivertliler. Belki de teknik direktör Mustafa Kaplan sezon başı gelseydi ya da gençler acemiliklerini biraz daha erken atabilselerdi şampiyonluk değerinde bir peri masalına imza atmış olabilir ve ligde kalmayı başarabilirdi takım. Ama ligin bitime 2 hafta kala Rize’de Florin Cernat, Çaykur Rizespor’u Süper Lig’e çıkartırken, Ankaragücü’nü kümeye gönderiyordu.

Transfer yasağı bulunan, borçlarının yanı sıra da gelirlerine tedbir konan kulüpte yönetim sezon başında “asırlık çınarı” ayağa kaldırmaya soyundu. “Diriliş yılı” parolasıyla yola koyulan yönetim ilk iş olarak pek çok takımın transfer etmek istediği Gökhan Akkan, Hasan Ayaroğlu, Aytaç Öden, Mert Erdoğan, Gökhan Erdoğan, Aytaç Öden, Teoman Sefa Erkan ve Mehmet Umut Nayır gibi genç oyuncuları kadroda tuttu. Hemen ardından bulduğu mali kaynak ile çok önemli bir hamle yaptı ve transfer yasağının kaldırılmasını sağladı. Transfer döneminin bitimime 4 gün kala yasağı kaldıran yönetim Aydın Toscali, Serhat Gürpınar, Selim Teber, Levent Kale, İbrahim Şahin ve Mehmet Çakır gibi tecrübeli futbolcuları apar topar kadroya kattı.


Taraftardan kombine desteği
Takıma sahip çıkması ve bağlılığı ile Türkiye’nin önemli taraftar gruplarından birine sahip Ankaragücü’nün diriliş yılana başta Gecekondu olmak üzere taraftarlarından da büyük destek geldi. Futbolcuların ve kulüp çalışanlarının da destek verdiği kampanya ile 15 bine yakın kombine bilet satıldı. Sarı lacivertliler özellikle Ankara 19 Mayıs stadındaki maçlarda tribünleri şölen alanına çeviriyor.

Hedef Şampiyonluk
Altınordu, Altay, Bandırmaspor, Kızılcahamamspor, Bugsaşspor ve Alanyaspor gibi güçlü rakiplerin olduğu Spor Toto 2. Lig Beyaz Grupta iddiasını ve hedefini çabuk gösterdi Ankaragücü. Eski kaptanı ve simge futbolcularından Hayatı Soydaş’ın yönetiminde takım iyi sonuçlar almaya başladı. Lige İstanbul Güngörenspor yenilgisiyle başlasa da Ankaragücü, galibiyet serisiyle liderliğe oturmakta gecikmedi. Sarı lacivertliler 7 maçta aldığı 6 galibiyet ve 1 beraberlikle zirveye otururken, şampiyonluğa olan inancını ligin daha başlarında pekiştirdi.


Tecrübeli beyin takımı
Hayati Soydaş takımı orta sahada Süper Lig tecrübesi olan 3 isim, Selim Teber, Serhat Gülpınar ve Mehmet Çakır üzerine kuruyor. Bu oyuncuların etrafında ise geçen sezon önemli süre alan ve kendini geliştiren gençler forma giyerken Ankaragücü coşkulu, hareketli ve kazanmaya aç bir takım haline geldi. İlerleyen haftalarda uyumun pekişmesiyle takım kalitesinin daha da artması beklenebilir.
Yaşanan çöküşün ardından toparlanmaya ve küllerinden yeniden doğmaya çalışan camiada doğal olarak futbol takımının başarısı çok önemli. Bu sezon tek hedef olarak şampiyonluğu gözüne kestiren başkentin sarı lacivertlileri, 50 sezona yakın mücadele ettiği ligden uzak kalmayı kabullenecek gibi değil. Kocaelispor, Diyarbakırspor, Sakaryaspor gibi pek çok önemli ve köklü kulüp dibe gidişi durdurmakta zorlanırken, Ankaragücü bu sezon şu ana kadar gösterdiği direniş ile kolay kolay pes etmeyeceğini fazlasıyla gösterdi.

Gökhan Akkan
2 sene önce Süper Lig’de “batan gemide” 4 maçta kaleyi koruduğunda daha 16’sındaydı. Geçen sezon ise 15 maçta oynadı. Genç milli takımlara gidiyor ve artık kaleyi tam anlamıyla aldı. Güçlü fiziği, el yeteneği ve en önemlisiyle gösterdiği gelişimle takımına güven veriyor. Henüz 18 yaşında ve net olarak Türkiye’nin en önemli kalecilerinden biri olmaya aday.

Mehmet Çakır
Genç kadronun saha içi lideri. Diriliş yılı için Süper Lig’den iki lig aşağı inmekten çekinmedi. Yanında ve önünde oynayan Hasan Ayaroğlu, Kaan Kanak ve Mehmet Umut Nayir gibi yetenekli gençlere abilik yapıyor. Forvet arkasında serbest oynuyor, hücumları yönlendiriyor, gol ve asistleriyle skora etki ediyor. Şampiyonluk hedefindeki takımda sezon boyunca göstereceği performans belirleyici olacak.

Mehmet Umut Nayır

Takımda geleceği en parlak gençlerden biri. Uzun boyuna rağmen yüksek tekniği, hava hakimiyeti ve gol vuruşları en önemli özellikleri. Sezona çok iyi başladı ve ilk 8 maçta 6 gol attı. 2 sezondur sert liglerde oynaması sayesinde fizik gücünü de geliştirmeye başladı. Bursaspor’dan Enes Ünal ve Gençlerbirliği’nden Atabey Çiçek ile birlikte Türkiye’nin pivot santrfor adaylarından.

*FourFourTwo Dergisi Kasım 2013 Sayısında yayımlanmıştır.

4 Aralık 2013 Çarşamba

Bu Çocukta İş Var: Batuhan İşçiler*

Mevki: Sol bek / Kulüp: Bucaspor / Yaş: 18
Keşfedilişi
İlkokula daha başlamadan mahallede büyüklerle top peşinde koştururmuş. 7 yaşında kısa bir süreliğine İzmirspor Futbol Okulu’na gitmiş, 3. sınıfa kadar da okul takımına devam etmiş. Bir ara da basketbol ile ilgilenmiş. “O süreçte ya basketbola ya da futbola karar vermem gerekiyordu. Ben de elbette futbolu seçtim” Filiz lisansı Amatör Çamdibigücü’nde çıktıktan kısa bir süre sonra, 11 yaşında Bucaspor’a transfer olur. Mayıs 2012’de ligin son haftasında ilk kez 1. Lig’de forma giydi. Geçen sezon Sait Karafırtınalar onu A Takım kadrosuna aldı, ama A2 ve U18’de oynamaya devam etti. Asıl çıkışını bu sezon yaptı ve takımın değişmez oyuncusu oldu. Eylül ayı ile birlikte de U19 Milli takımına da çağrılmaya başlandı. Yaz aylarında Kasımpaşa’ya transferi gündeme geldi, ancak takımında kalmayı tercih etti. “Bu transfer haberini ilk duyduğumda çok heyecanlandım, fakat Kasımpaşa’ya transfer olsaydım forma şansı bulamayabilirdim.”


En temel özellikleri
Hakan Ünsal’dan beri sol bek sorununun yaşandığı memleket futbolunda mevkiinin en parlak adaylarından biri. Çift yönlü oyun yapısı hemen öne çıkıyor. Teknik sol ayağı, 1.80’e yakın boyu, yüksek temposu ve devamlılığı önemli artılarından. Oyun görüşü ve futbol bilgisi onun hem savunmada hem de hücumda doğru hareket etmesini sağlıyor. Kuvvetine bağlı olarak ikili mücadele kapasitesini ve ters ayağını geliştirmesi gereken temel futbol eksikleri. Patrice Evra’yı idolü olarak görüyor ve kendine örnek alıyor. Bu yaşta PTT 1. Lig gibi sert bir ligde düzenli 11’de oynaması gelişimi açısından çok büyük fırsat.


Ne dedi?
Özgüveni ve hedefleri yüksek. Yaz aylarında kapısından döndüğü Süper Lig’den çok uzak kalmaya niyetli değil. “Devre arasında, olmazsa da sezon sonunda Süper Lig’e gitmeyi istiyorum. 3 büyüklerde oynamayı hedefliyorum. Kendimi geliştirip, 3-4 sene içinde de Avrupa’ya gitme hayalim var.” 

*FourFourTwo Dergisi Kasım 2013 Sayısında yayımlanmıştır.

Tek kusuru, solak olmaması: Onur Okan*

1. LİG’İN YENİ 10 NUMARASI: ONUR OKAN

Değişen, dönüşen futbolda mevkiiler de buna paralel olarak payına düşen evrimi geçiriyor. Bu değişim ve dönüşüme en çok direnen, hatta yerini bulmakta fazlasıyla zorlanan ise klasik “10 numara” oldu. Teknik adamların baş belası haline bile geldi. Yeri, varlığı, gerekliliği futbolun saha içi formatı ve oyuncu dizilişinde tartışılmaya devam ediyor. Süper Lig’e baktığımızda Wesley Sneijder, Adrian Mierzejewski ve Florin Cernat’ın performansları yetersiz bulunuyor, 11’de oynamalarına burun kıvrılıyor. Pablo Batalla da önceki yıllardan uzak. Ama PTT 1. Lig’de durum epey farklı. Ligi izlemenin ve takip etmenin en güzel nedenlerden biri 10 numaralar. Geçen sezon tek devrelik muhteşem Florin Cernat performansı hala tazeyken Anıl Taşdemir, Kenan Aslanoğlu, Ufuk Bayraktar, Eren Özen, Ali Güzeldal, Doka, Cafercan Aksu, Caner Ağca gibi becerikli 10 numara orjinliler varlık gösteriyor. En iyilerinden biri de Fethiyespor’da: Onur Okan. 2. Lig’deki şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Takımının aksine sezona çok iyi başladı ve PTT 1. Lig’de kendini fark ettirdi. Şut atıyor, ara pası veriyor, adam eksiltiyor, gol ve asistleriyle sonucu etkiliyor, ayağına da doğal olarak top çok yakışıyor. Kusuru mu? Solak değil!     


Sezon sıkıntılı başladı sizin için. 1. Lig’e uyum sorunu mu yaşıyorsunuz?
Sezon sonuçlar anlamında kötü başladı, fakat oyun olarak her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. Lige alıştığımızı söyleyebilirim, uyum sorunu pek kalmadı. Sadece aramıza geç katılıp tam olarak hazır olmayan arkadaşlarımız vardı, onlar da maç kondisyonlarını kazanıp tam anlamda hazır olduklarında takım olarak daha iyi olacağız.
Ligde 19 takım var ve 4 takım küme düşecek. Bu sezonki hedefiniz nedir, düşme korkusu yaşar mısınız?
Fethiyespor olarak kesinlikle oynadığımız futbolun hakkı bulunduğumuz yer değil. İlk 6-7 haftada oynadığımız futbola göre en az 5 puanımız daha olmalıydı diye düşünüyorum. İyi maçlar çıkarttık, ama sonuca yansıtmakta zorlandık. Oynadığımız futbolun daha da üstüne koyarak bu ligde kalıcı olmak istiyoruz. Sezon sonunda da kesinlikle düşen 4 takım arasında olmayacağız.
Takıma oranla lige daha iyi başladın. İki lig arasındaki fark seni pek zorlamadı galiba?
Öncelikle çok iyi bir kamp dönemi geçirdim. İyi çalıştım ve gücüm yerinde. O yüzden de kendimi sahada iyi ve rahat hissediyorum. Bu performansımın üstüne koyarak devam edeceğimi düşünüyorum. Ligler arasındaki farkı değerlendirdiğimde ise şunu net olarak söyleyebilirim ki; PTT 1. Lig’de oynamak 2. Lig’de oynamaktan çok daha rahat ve kolay. Bu benim için önemli çünkü ben topla oynayan bir futbolcuyum. Bu ligde topa sahip olunca düşünme fırsatın ve boş alan bulma imkanın daha fazla oluyor. 2. Lig’de daha top gelmeden 2-3 futbolcu başında oluyor. Alan bulman ve rahat top kullanma pek olmuyor 2. Lig’de.


10 numara orjinli oyuncular Süper Lig’e oranla PTT 1. Lig’de daha etkili. Neye bağlıyorsun bu durumu?
10 numara oynayan futbolcuların özgürlük hakkı ve kredisi olmalı. Onlara sabır gösterilmeli. Çünkü saha içinde bir pasla, bir şutla veya duran bir topla her an oyunun kaderini değiştirebilir. Özel futbolculardır 10 numaralar. Sanırım Süper Lig’de gereken sabrı ve desteği göremiyor 10 numaralar. Ayrıca oyun formatları da ona uygun olamayabiliyor. Ama bizim ligde hem sabır gösteriliyor hem de oyun formatında gözetiliyor. Böyle olunca da pek çok 10 numara PTT 1. Lig’de iş yapabiliyor.
Ligde beğendiğin 10 numaralar kimler?
Orduspor’da oynayan Anıl Taşdemir’i beğenirim. Önemli bir oyuncu. 2 sezon önce Akhisar Belediyespor’un Süper Lig’e çıkmasında çok etkili olmuştu. Şimdi Orduspor’da da iyi işler yapıyor. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyespor’dan Doka’yı sayabilirim. Farklı bir futbolcu.


Oyun katkısının yanı sıra sezona gol ve asistlerle başladın. Bireysel performans olarak öngörün nedir?
İlk 8 haftada 3 gol attım, 3 de asist yaptım. Başlangıç için iyi olduğunu düşünüyorum. Bu sezon kendime en az 10 gol hedefi koydum. Belki de geçerim. Asist olarak da zaten her sezon hemen hemen 15’in üstüne çıkıyorum. Umarım bu sezon da 15’i geçerim.
Kısa sürede önemli etki yarattın PTT 1. Lig’de. Bir yandan da yaş olarak 30’una geldin. Bundan sonrası için ne söylersin, mesela bir lig daha yükselebilir misin?
Dönem olarak kötü görülen yaşlara giriyorum. Sezon sonu 30 yaşında olacağım. Türkiye’deki bakış açısı itibarıyla bu bir handikap olarak görülebilir. Ama ben öyle düşünmüyorum. Önemli olan performansım. Eğer grafiğimi sezon sonuna kadar yükseltirsem, lig yükselebileceğimi de düşünüyorum.

BU LİGİN 10 NUMARALARI VAR!

Anıl Taşdemir - Orduspor

Geçen yıl Akhisar ve Ordu’da yarım yamalak oynadı, Süper Lig’de zorlandı. Orduspor ile birlikte o da küme düştü. Ama çıkma hedefiyle yeniden kurulan kadronun kaptanı ve lideri. Oyunun ve atakların merkezi. Tıpkı 2 sezon önce Akhisar ile Süper Lig’e çıkarkenki gibi. Önünde Sırp santrfor Branimir Subasic, yanında ve arkasındaki Eren Özen, Salih Sefercik ve Michel Landel kurgusuyla hem uyumlu hem de verimli. Toplamda 15’in üstünde gol ve asist katkısı yapması muhtemel. Daha önce Ankaraspor ve geçen sezon Akhisar ile Süper Lig’de istediği kadar yer alamadı. Şimdi 25 yaşında ve eğer üçüncü kez Süper Lig fırsatını yakalarsa, ki yakalayacak gibi, değerlendirecek futbol olgunluğuna fazlasıyla sahip.

Kenan Aslanoğlu – Gaziantep Büyükşehir Belediyespor

3-4 yıllardır takımının güzel futbol oynamasında ne büyük etkenlerden. 1.85 boyuna rağmen topla teması ve tekniği sol ayaklıları kıskandıracak cinsten. Kısa al-verleri, ayak içi ve ara pas kalitesi ile ligin en iyilerinden. 3-4 gol ortalamasına rağmen final pası becerisi ligin çok üstünde. Sezon başında belirlenen Play-off hedefi yakalanmak isteniyorsa onun katkısı belirleyici olacak. 32 yaşında ve Süper Lig’in yıllarca ıskaladığı yeteneklerden biri olduğu kesin.

Doka – İBB
Ligin en popüler 10 numarası. Düşen takımında kaldı. Süper Lig’de daha ziyade ön kenarlarda oynasa da PTT 1. Lig’de aslına rücu etti. Mehmet Batdal’ın arkasında, Mustafa Sarp, Zeki Korkmaz ve Alaattin Tosun’un önünde çok etkili. Şampiyonluk iddiasında ve kadrosunu koruyan takımda 10 gol ve 10 asisti zorlanmadan aşar gibi. Net olarak ligin çok üstünde kaliteye sahip ve rahat bir sezon geçirecek gibi görünüyor. Muhtemelen de (takımıyla ya da bireysel) 1. Lig’deki ziyareti kısa sürecek. 

*FourFourTwo Dergisi Kasım 2013 Sayısında yayımlanmıştır.

8 mi 10 mu? İki mevki arasında bir solak: Soner Aydoğdu*


Trabzonspor’un yetenekli yıldızı, artık hangi mevkiiye evrileceğini seçmek zorunda…
“İlerleyen zamanlarda forvet arkası gibi oynayan çok futbolcunun kalmayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iki yönlü oyun tarzımı geliştiriyorum, futbolda iki yönlü oynamak her zaman ön planda olacak” demişti parladığı 2011- 2012 sezonunun bitimine yakın yaptığım röportajda. Halbuki Gençlerbirliği alt yapısında ve genç milli takımda geçirdiği yıllarda tüm formasyonunu klasik bir 10 numara gibi almıştı. Önemli alt yapıların temel sorunlarından olan yetenek ve mevki yönetimi sorunu Soner’de de çok bariz ortaya çıktı. A Takımda eğitimini aldığı pozisyonda değil, Tanıl Bora’nın güzel tanımlamasıyla anlattığı “getir götür işlerine bakan orta saha” pozisyonunda oynadı. Çift yönlü, “box to box” orta saha oyuncusu olmanın kendi açısından zorunluluğunun her ne kadar farkında olsa da forvet arkasındaki ilk göz ağrısı olan 10 numara pozisyonunu hala yokluyor. 

Mustafa Reşit Akçay da onu Apollon Limassol ve Kayseri Erciyesspor maçlarında orada oynattı. Limassol maçında gol atsa da çok etkili olamadı, Erciyesspor karşısında ise ilk yarı sahada kalabildi sadece. Üstelik arkasında kadrodaki pas oyunu için ideal ikili Didier Zokora ve Gustavo Colman vardı. Adrian ve zaman zaman Malouda’yı orada oynatan Mustafa Reşit Akçay şimdi de Soner denemeleriyle 10 numara pozisyonunda ısrarcı her zamanki gibi. Mustafa hoca daha önce de 1461 Trabzon’da bunu Sercan Kaya, 3 sene önce de TKİ Tavşanlı Linyitspor’da Mehmet Besler ile çözmüştü. Soner’in orjini olmasına rağmen üst seviyede 10 numara pozisyonunda başarılı olabilecek mi? Şimdilik, görüntü itibarıyla olacak gibi durmuyor. Yerli Nuri Şahin’e dönüşmesi daha mümkün gibi… “Fizik gücümü biraz daha geliştirdiğim zaman gerçekten eksiğim olmayacak” demişti 1 buçuk sene önceki söyleşide ama o “biraz” gelişimi henüz gerçekleştiremedi. 


Oyun zekası, yetenekli sol ayağı, hızlı karar verme ve asist becerisi üst seviye olsa da kuvveti ile patlayıcı özelliği hala yetersiz kalması artı özelliklerini yansıtmaktaki en temel sorunu. Artıları ve eksileriyle stili çok benzediği Nuri Şahin o gelişimi sağlayamadı ve yetenekli bir merkez orta saha oyuncusuna evirildi. Hatta bu sezon Jürgen Klopp onu bildiğimiz “çapa” gibi defansın içine kadar sokuyor, oradan hazırlık paslarında değerlendiriyor. Nuri’ye benzer zorunlu evrimi alt yaş kategorilerinin “süper 10 numaraları” Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan da yaşamıştı… 22 yaşındaki Soner’in önündeki benzer ve temel handikap gün gibi ortada. Bakalım Soner var olan birinci sınıf yeteneklerinin de yardımıyla o seviye atlamayı yapabilecek mi? İster 10 numaraya doğru, ister 8’e doğru! Ama biri olmalı, olması için de çok geç kalmamalı artık… Aksi halde, iki numara arasında ve üstelik iki pozisyonda da eksik kalmaya devam eder…