15 Kasım 2014 Cumartesi

50. DERBİNİN KRALI TURUNCULAR*

“Bu şehirde 3 büyükler tutulmaz” denir Adana’da. Şehir ya turuncu ya da mavidir. Sevdanın ligi olmaz diyen taraftarların şehridir aynı zamanda. Lig seviyesi, başarısı, sonuçları kadimliğini değiştirmez. Ama rekabetin büyüklüğü de, “Küme düşeceksek bile onların üstünde düşelim” cümlelerini kurdurtur iki taraf da. 

Türk futbolunun en özel, en ateşli derbilerinden biridir Adanaspor-Adana Demirspor rekabeti. 5 Ocak Stadı PTT 1. Lig’in altıncı haftasında 50’nci kez bu ezeli rekabete ev sahipliği yaptı. Her zaman tıklım tıklım olan stat bu kez Passolig’e takıldı. Özellikle maraton tribünde büyük boşluklar vardı. Ama iki çapraz kale arkası elbette doluydu. Ki o iki tribün, gidenlerin çok iyi bildiği gibi boş olsa bile diğer taraftan kimsenin adımını atmadığı yerlerdir. Maçtan önce iki kulüp anlaşarak taraftarlar yarı yarıya olsun teklifi kabul görmedi İl Güvenlik Kurulu’nca. Ama yine de konuk Demirspor’a %5’ten fazla yer verildi ve 2 bin üç yüz mavi tişörtlü tribünde yerlerini aldı.

The King of Adana”
Tam dolmayan maraton tribünde maç önü harika görüntüler vardı. 2 haftada hazırlanan, sadece el emeği ile oluşturulan, yaklaşık 600 kilo boya kullanılan ve 3 bin metre kare büyüklüğünde pankart maraton tribünde boydan boya süzüldü. “The King of Adana” yazısıyla mesajı çok net ve iddialı olan pankart tamamen el ürünü olması itibarıyla da Türkiye’de bir ilk olma iddiasında. 2-1 ile kazanan da maçta daha etkili taraf olan turunculardı. Galibiyet sayısını da 19’a çıkarmış oldular böylece. Demirspor’un ise kazandığı maç sayısı 12’de kaldı. Futbol anlamında akılda kalan en önemli pozisyon da Adanaspor’un genç kaptanı Cem Özdemir’in direkten dönen röveşatasıydı. Zlatan İbrahimoviç’in milli takımda, Alex de Souza’nın da Samsunspor’a attığı röveşata golünün karışımı gibi bir vuruştu. Top birkaç santim daha aşağı gitseydi Puşkaş ödülünün bu seneki sahibi şimdiden belli olurdu. 
*FourFourTwo Dergisi Kasım 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.

13 Kasım 2014 Perşembe

BU ÇOCUKTA İŞ VAR: ENİS DURAK*

Mevki: Ön kenar Kulüp: Altınordu Yaş: 16
Keşfedilişi
Tam bir futbolcu ailenin çocuğu. Dedesi ve babası eski futbolcu. Hatta dedesi Ahmet Durak Amatör Milli takımda forma giymiş. Öyle olunca da çok planlı ve bilinçli bir şekildi yetiştirilmiş. Spora jimnastik ve yüzmeyle başlamış, 8’ine gelince de dedesinin oynadığı Çamdibigücü’ne kaydolur. 2 sene sonra da Bucaspor Futbol Akademisi’ne alınmış. Seyit Mehmet Özkan ile birlikte Altınordu’ya geçen geniş gruptan. Altınordu’nun çok şey beklediği ve “Geleceğin Süper Lig kadrosu” olarak gördüğü U19 Elit liginde oynatılan 97-98 jenerasyonundan. Genç milli takımlara gitmeye başladı ve haziranda Azerbaycan’daki Caspian Cup’ta turnuvanın en iyi oyuncusu seçildi.

En önemli özellikleri
Her şeyden önce çok iyi bir sporcu fiziği var. Jimnastik ve yüzmenin etkisi çok belli. Hızlı ve çok hareketli bir ön kenar oyuncusu. İki kanatta da oynuyor, iki ayağı da iyi olduğu için çift yönlü koşu ve çalım özelliği çok gelişkin. Oyun ve maç devamlılığı çok yüksek. Sporcu kişiliği ve bilinç düzeyi yaşının çok üstünde bir olgunlukta. 80 dakikalık maçta 11 bin metrenin üzerinde koşu mesafesi ve 50 civarında uzun mesafe depar gibi istatistiklerini bir çırpıda sayıyor. Her yaş grubunda en fazla asist yapanlardan aynı zamanda.

Ne dedi?
Futbolcu kişiliğindeki olgunluğunun yanı sıra özgüveni de olağanüstü. Bir yandan “Tutana aşk olsun” diyor ve kendini anlatırken elini hiç korkak alıştırmıyor. “Türk ve Dünya futbolu çok çok farklı birisiyle tanışacak. Eksi yönlerim değil de geliştirdiğim yönlerim var.” Böyle özgüvenli biri hedeflerini küçük tutacak hali de yok tabii ki. “3-4 değil 1-2 yıl içerisinde tekrar görüşelim ve neler yapabildiğimi hep beraber görelim. Türk futbolunun en’leri arasına girmeliyim.”
*FourFourTwo Dergisi Kasım 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.

12 Kasım 2014 Çarşamba

O ŞİMDİ NEREDE? SERHAT GÜLPINAR*

ANKARAGÜCÜ: 2. LİG KIRMIZI GRUP

2000’lerin başında Ankaragücü’nün alt yapısından çıktı. Dönemin 2. Lig A Kategorisi’nde Konyaspor ile 35’i 11’de olan 36 maçlık ve 9 gollük performansıyla dikkat çekti. Hemen arkasından Denizlispor’a transfer oldu ve 11 yıl aralıksız süren Süper Lig kariyeri başladı. Bu süreçte sadece iki takımda oynadı. 6’sı Denizlispor, 5’i de şimdinin Başakşehirspor’u olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da. 

Son iki yıla kadar 30 maç altına hiç inmedi ve ligin en verimli 8 numaralarından oldu. Tempolu ve tam anlamıyla çift yönlü bir orta saha. 4-5 gol ve asist ortalamalarını da tutturdu genellikle. Önceki sezon 2 lig birden düştü ve ilk profesyonel imzasını attığı kulübü olan Ankaragücü’ne döndü yaklaşık 13 yıl sonra. İyi bir sezon geçirdi, neredeyse full oynadı. Takım Play-Off’ta Bandırmaspor’a elendi ve PTT 1. Lig fırsatını kaçırdı. 36’sında ve şampiyonluk hedefindeki Ankaragücü’yle 2. Lig Kırmızı Grup’ta kariyerinin son demlerini geçiriyor. Ama yine 11’de ve yine orta sahanın bel kemiği.
*FourFourTwo Dergisi Kasım 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.

11 Kasım 2014 Salı

EN GENÇ GOLCÜ: UFUKCAN ENGİN*

YENİ REKORTMEN UFUKCAN ENGİN

17 Ocak 2010 tarihinde Türkiye Kupası maçında Tokatspor’a karşı Altay’ın ikinci golünü atan genç bir oyuncu aynı zamanda bir rekora imza attı. O golü atan 16’sında bile olmayan genç Türk futbolunun çok şey beklediği Okay Yokuşlu’ydu. Okay henüz beklentilerin yanına bile yaklaşmış değil ama o golü tarihe geçti. Profesyonel liglerde gol atan en genç oyuncu olan Okay, o maça çıktığında 15 yaş 324 günlüktü. Okay 6 gün sonra bu kez 1. Lig’de Orduspor’a karşı da gol attı ve bu ligdeki halen en genç gol atan oyuncu.

Ama ilk rekoru Ekim ayında tarihe karıştı. Bu kez gol Türk futbolunun önemli alt yapılarından birine sahip olan Dardanelspor’dan geldi. 3. Lig 2. Grup’ta mücadele eden Dardanelspor’un 18 Ekim tarihinde oynadığı Payas Belediye 1975 maçında tek golünü atan Ufukcan Engin, rekorun yeni sahibi oldu. Genç orta saha oyuncusu golü atarken eski rekorun sahibi Okay Yokuşlu’dan 106 gün daha küçüktü. 

8 Mart 1999 doğumlu olan Ufukcan, rekoru 15 yaş 218 günlük olarak kırdı. Bu sezon başında profesyonel olan Ufukcan, U15 Genç Milli takımına da çağırılmaya başlandı. Kendisi gibi Dardanelspor altyapısından yetişen Selçuk İnan’ı örnek aldığını söyleyen genç oyuncu bakalım rekorunu kırdığı Okay’dan farklı olarak beklentileri karşılayabilecek mi?
*FourFourTwo Dergisi Kasım 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.

10 Kasım 2014 Pazartesi

TONIA TISDELL: BENİM KARİYERİM BU SEZON BAŞLADI*

17 yaşını doldurmadan Türkiye’ye geldin. Neredeyse 6 yıl olmuş. Halen senin 22 yaşında olduğuna şaşırıyor mu insanlar?
16 yaşında, çok genç bir yaşta milli takıma seçildim. Bu konuda Allah bana yardımcı oldu, beni kutsadı. Genç yaşta profesyonel futbola başladım. Tabii beni geldiğim günkü Tonia gibi görüyorlar. Onlar beni her zaman oğulları gibi, kardeşleri gibi görüyorlar.

Nasıl geçti yıllar senin için, başarılımıydı sana göre?
İnsanoğlu her zaman, her şekilde en iyisini veremiyor. Bazen inişler ve çıkışlar yaşayabiliyor. Bu nedenle ben genç ve yabancı bir futbolcu olarak elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Her gün farklı, iyi ve kötü geçen günler var. Benim için her gün; yeni bir sayfa, yeni bir deneyim. Geçmiş zaman, benim için deneyimdir.

Geldiğinden beri hep aynı çatı altında kaldın. Ankaraspor’un liglerden men edilmesi kariyerini olumsuz etkilediğini düşünüyor musun?
Kaderimi çizen bir olay oldu. Bu süre zarfında sadakati gördüm. Özellikle, beni buraya getiren kişi başkanımızdı. Bana güvendiler, bana her zaman sadık kaldılar. Ben de kulübüme sadık kaldım ve kulübümden başka herhangi bir şey düşünmedim. Bu dönemi farklı takımlarda kiralık olarak oynayarak geçirdim. Hayatta her şey para değildir, hatta hiçbir zaman para değildir. Sadakat ve saygı paradan daha önemlidir.

Ankaraspor süreci böyle gelişmeseydi, "Süper Lig’de oynardım" diyor musun?
Süper Lig, PTT 1. Lig’e göre biraz daha profesyonel bir lig. Süper Lig’de çok daha akılla oynanan, daha değişik tarzda bir oyun yapısı mevcut. Süper Lig’de oynamak benim için daha kolay oldu çünkü boş alanları daha fazla buluyordum. Oynadığım dönemde 22 maçta 11 asist yaptım ve 3 gol attım. Şunu söyleyebilirim; bana eğer Süper Lig’de oynama şansı gelirse, herkes benim ne kadar iyi olduğumu görecek. Ben bana inanan, güvenen insanların inançlarını hiçbir zaman boşa çıkarmam. Yeter ki şans gelsin.


Bu sezona iyi başladınız. Çok güçlü kadrolar var. Ligi nasıl değerlendirirsin?
Belki de bu yıl, lig tarihinin en güçlü takımlarının yer aldığı yıl. Şu anda 7 takımın iyi bir kadro ile şampiyonluğa, Süper Lig’e çıkmaya oynadığını söyleyebilirim. Fakat daha önce de belirttiğim gibi her şeye Allah karar verir. Bizim yapmamız gereken ise çok sıkı çalışmak ve her şeyimizi yaptığımız işe vermektir.

Kendi şansınızı nasıl görüyorsun, geçen sezon yarım kalan işi tamamlayabilecek misiniz?
Tabii ki herkes başarılı olmak ister. Ama ben size burada “Şampiyon olacağız” diyemem. Çünkü her şeyi Allah bilir. Eğer Allah bize böyle bir kader yazdıysa, biz bunu kesinlikle başarırız. Bunu söyleyebilirim.

Şampiyonluk mücadelesinde sizi en çok zorlayacak rakipler kimler?
Bütün takımlar şampiyonluk mücadelesinde rakibimiz diyebilirim. Çünkü biz Osmanlıspor olarak gerçekten çok yukarı gitmek istiyoruz. Büyük bir kulüp olmak istiyoruz. Güzel hedeflerimiz var. Eğer yukarı çıkmak istiyorsan, seni aşağı çekmek isteyenler olacaktır. Her maçımız, oynayacağımız her rakip bizim için çok ciddi. Bu ligde herkes yukarıyı hedeflediği için bütün takımların üst lige çıkabileceğini düşünüyorum.

Osmanlıspor’u bir kenara bırakırsak, sence bu sezon kim Süper Lig’e çıkar?
Bunu sadece Allah bilir, ben bilemem…
Kendi performansından memnun musun?
Benim için şu anda lig başlamamış gibi bir şey. Çünkü ben bu yıl en iyiyi hedefliyorum, en iyisini vermeye çalışıyorum. Her hafta, her şekilde en iyi olmak için kendimi zorlayacağım, hep daha iyisini yapmaya çalışacağım.

Kişisel hedeflerin nelerdir?
Bu sene iyi ve büyük bir transfer yapmak istiyorum.

Kariyer planlaman nasıl?
Kariyer planlarımı ben bu sezonun başında başladım. Bundan sonra her maç en iyisini vereceğim. Allah bana güç verdiği sürece her zaman sahada güçlü olmaya çalışacağım. Benim kariyerim bu sezon başladı. Bundan sonra kariyerimde her zaman üst basamakları hedefliyorum. Bu yıl benim kariyerim için bir milat olacak.

Türkiye’ye epey alıştın artık. Türkiye’de kalıcı gibisin. Başka ülkelere gitmeyi düşünüyor musun?
Kariyerime başladığımdan beri bir rüyam var, o da 24 yaşında Arsenal’de oynamak. En sevdiğim takımlar Arsenal ve Real Madrid. Ancak ben Türkiye’ye çok alıştım. Buradaki seyircilere, taraftarlara, takım arkadaşlarıma, takımlara, yöneticilere çok alıştım. İnsanlarla güzel ilişkiler kurdum. Bu nedenle burada da kalabilirim.

Süper Lig’de kim şampiyon olur sana göre?
Türk futbolu gerçekten çok gelişti. Eskiden sadece 4 takımın etrafında dönen bir lig vardı ancak şu anda Başakşehir olsun, Mersin İdman Yurdu olsun, diğer Anadolu takımları olsun isimlerden korkmadan her türlü mücadeleyi verebiliyorlar. Hepsi artık şampiyonluk için mücadele edebilecek güçte ve yapıdalar. Ama ben Fenerbahçe taraftarıyım ve bu nedenle Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını isterim. (gülüyor)

Peki Türkiye liglerinde en beğendiğin futbolcu kim?
Tonia Tisdell! (gülüyor)
*FourFourTwo Dergisi Kasım 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.