1 Ekim 2013 Salı

Demirspor demek Fikri Elma demek!*


Sadece Ankara Demirspor’un değil, Ankara futbolunun da en büyük efsanelerinden… 50’lerin sonundan 70’e kadar olan yıllarda Türkiye’nin en iyi santraforlarından. Demirspor formasıyla 150’ye yakın gol attı, 1961 – 1962 sezonunda 21 golle 1. Lig gol kralı oldu. 100’ler kulübünün ilk temsilcilerinden. Demiryolcu bir babanın çocuğu olarak profesyonel kariyerinde sadece Ankara Demirspor’da oynadı. İstanbul takımları bu Ankaralı golcüye de sık sık transfer teklifinde bulundu. Hatta yıldızının parladığı dönemlerden birinde Fenerbahçe kendisini çok ister ancak kulağına fısıldanan, “babanı işten atarız” gözdağıyla gitmekten vazgeçer. 70’te futbolu bıraktıktan sonra 78’e kadar kulüpte o günkü adıyla menajerlik, yani bir nevi sportif direktörlük yaptı.


İnsan olarak herkesin derdine yetişenlerdenmiş Fikri Elma. Çok sevilen, büyük saygı gören biriymiş. Ama saha içindeki golcü Fikri epey bir aksiymiş. Aksi olmasının yanı sıra “bencil bir golcü” olarak da anlatılıyor takım arkadaşlarınca. “Tüm toplar ona verilsin, tüm golleri kendisi atsın isterdi” diyor ona en fazla asist yapanlardan sol açık Celal. Forvette 6 sene beraber yan yana oynadığı ve aynı semtte büyüdüğü çocukluk arkadaşı Abdullah da hemen bir anıyla destek veriyor: “Ben gol atardım, “bana niye pas vermedin” derdi, sinirlenirdi. Gol konusu olunca işler değişirdi Fikri’de. 1959 senesinde İstanbul’da Karagümrük maçı oynuyoruz. 3-2 yendik ve 3 golü de ben attım. Ama maç boyunca durmadan bağırıp çağırdı bana, ona niye vermiyorum da kendim atıyorum diye.”
“Ama Fikri abi harika bir insandı” deyip araya giriyor Haldun ve hemen ekliyor: “Saha dışında melaike bir insandı. A’dan Z’ye her şeyle ilgilenirdi. Mesela deplasmana gittiğimizde otobüste sabaha kadar uyumazdı, şoför uyuyakalmasın diye. Sabah da gelir uykusuz işe giderdi. Herkesle ilgilenir, herkesin derdini kendi derdi yapardı.” Fikri Elma’nın 5 yıl menajerliğini yaptığı takım kaptanı Haldun, “Gol Kralı Fikri”nin futboldaki aksiliğini biraz da disiplinine veriyor: “60’larda küçük bir çocuk olarak Demirspor’un tüm antrenmanlarını izlemeye giderdim. Dün gibi hatırlarım, Ankaragücü sahasındaki bir idmanda lakayt davranan birine kızdı ve inanır mısınız onu taşla kovaladı.”


Futbolu bırakışı da kulüpten ayrılışı da buruk ve gönülsüz oldu Fikri’nin. İlla Yugoslav antrenör Gayda’nın yardımcısı yapılmak istenince zoraki futbolu bıraktı. “Ama Fikri’siz Demirspor olamazdı o yıllarda” diyor ve anlatıyor dönemin genç oyuncusu Sedat Boğaz: “Fikri abiye bıraktırdılar ama ondan sonra da takım gol atamaz oldu. Orta sıralardan, düşmeye doğru gitmeye başladık. Koskoca Demirspor küme düşecek neredeyse. Bütün oyuncular toplandık, futbola döndürmek için Fikri abiye gittik. Yalvar yakar bir şekilde ikna ettik. Son maçlarda oynadı ve takım toparlandı. Hatta yenilsek küme düşeceğimiz maçta Galatasaray’a 2 gol attı, 2-1 kazandık da ligde kaldık”
Özellikle kulüpte yaşadığı anlaşmazlıklar ve ekonomik sorunları deneniyle 78 yılında 20 yılını verdiği Demirspor’dan kırgın bir şekilde ayrıldı. İlhan Cavcav’ın Gençlerbirliği’ne başkan olmasıyla Gençlerbirliği’nde yöneticilik ve tesis müdürlüğü yaptı. Gençlerbirliği’nin tesisleşme ve kurumsallaşmasına çok emek verdi. 99’daki vefatından sonra da Gençlerbirliği kulübü, Beştepe’deki tesislerinde Fikri Elma’nın adını bir sokağa verdi. Ankara futbolu ve Ankara Demirspor’un tarihine damga vurmuş en önemli figürlerden biri oldu Gol Kralı Fikri. Yıllarca Gençlerbirliği’nde görev yapsa da, hatta “aslında Ankaragücü’nü tutuyordu” diye anlatılsa da hiç kuşkusuz o Demirsporludur ve bilenler bilir; Fikri Elma demek Demirspor demektir.

*FourFourTwo Dergisi 2013 Temmuz sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder