28 Haziran 2014 Cumartesi

PTT 1. LİG’DE ŞAMPİYONLARIN KARNESİ!*

PTT 1. LİG’DE 3 ŞAMPİYON, 3 YILDIZ!
ŞAMPİYON: İBB
Güçlü kadrosuna rağmen geçen sezon Süper Lig’den düşmesi pek çoğunu şaşırtmıştı. Ancak turuncu mavililer PTT 1. Lig’de durmaya niyetli değildi. Öncelik olarak Doka, Edin Visca, Zeki Korkmaz, Oğuzhan Bahadır, Mahmut Tekdemir, Can Arat, Rızvan Şahin, Ömer Can Sokullu gibi Süper Lig tecrübesindeki oyuncuları elinde tutan turuncu mavililer, takımın başına da Cihat Arslan’ı getirdi. Bu isimlere Mustafa Sarp, Mehmet Batdal, Alparslan Erdem, Sedat Ağçay, Alaattin Tosun, Orhan Taşdelen gibi bu ligin deneyimlileri katılınca uyum sorunu yaşanmadan lige girildi.
3 hafta üst üste hiç puan kaybedilmedi
İlk 4 haftada 3 galibiyet alan İBB, sezon boyunca keskin bir düşüş yaşamaması en dikkat çeken ve artı özelliği oldu. Takım hiç 3 hafta üst üste galibiyetten uzak kalmadı. Böyle olunca da Ankaraspor, Manisaspor, Mersin İdman Yurdu başta olmak üzere inişli çıkışlı grafik gösteren rakipleri karşısında bir adım öne geçti.
Skor paylaşımı!
Formda sezon geçiren ve toplamda 35 gol atan ileri üçlü Edin Visca, Doka ve Mehmet Batdal’ın yanı sıra skor yükünün paylaşılması İstanbul ekibinde diğer önemli bir özellik oldu. Takımda 16 farklı oyuncu gol atarken, geçtiğimiz yaz U20 Dünya Kupası’nda boy gösteren gençler, İbrahim Yavuz ve Enver Cenk Şahin’in toplamda 12 gollük katkısı oldu.

YILDIZ: EDİN VİSCA
Lig düşen yabancı futbolcuların verimi genellikle soru işaretidir. Ancak genç Boşnak, önemli bir futbol tepkisi gösterdi. 36 maçın 34’ünde 11’de forma giyen Visca, aslında PTT 1. Lig’de oynayarak önemli bir risk de almış oldu. Zira tarihinde ilk defa Dünya Kupası’na katılma hakkını elde eden Bosna – Hersek milli takımında forma kovalayan 24 yaşındaki oyuncu, gözden uzak kalabilirdi. Ama o bunu önemsemeden dolu dolu bir sezon geçirdi ve Bosna’nın Brezilya kadrosunda kendine yer buldu.
Çabuk ve zorlayıcı
PTT 1. Lig’de çabukluğu ve adam eksiltme özelliğiyle takımın en zorlayıcı hücumcusu oldu. Süper Lig’deki sezonlarında zaman zaman topla birlikte dengesini yitiren ve yanlış pas-şut tercihleri yapan biriydi, ama nispeten daha ağır bir futbol oynanan 1. Lig’de oldukça olgun bir görüntüdeydi. Skora verdiği katkı katlandı. Sezonu 10 gol, 10 asistle tamamladı. Özellikle de ligin final haftalarındaki kırılma maçlarında belirleyici oldu. Son 8 maçı 6 golle geçti ve Dünya Kupası öncesinde Safet Susiç’e “hazırım” mesajı verdi.

ŞAMPİYON: BALIKESİRSPOR
Bal-Kes öyle bir girdi ki lige, niyetini dosta düşmana belli etti erkenden. Lige yeni yükselmesine rağmen 5’te 5 yaptı, hem de hiç gol yemeden ve bir anda hedef takım haline geldi. Bu da çıkışını uzun süre sürdüremeyeceği düşüncesini getirdi akıllara. Ama İsmail Ertekin ve ekibinin niyeti başkaydı.
Düşüş çabuk bitti!
Gol yemeden alınan 5 galibiyetin ardındaki 6 maçın 4’ünde yenildi kırmızı beyazlılar. Bu düşüş, “harika sezon başlangıcı acaba bir saman alevi miydi?” şüphelerini doğurdu. Ama bu sorunun yanıtı fazla gecikmedi ve Muhammet Reis’in öncülüğündeki takım çabuk toparlandı. Bal-Kes sezon sonuna kadar böyle bir düşüşü tekrar yaşamadı.
Kadro ve teknik adam istikrarı
Sezon başında pek çok takımın aksine sil baştan kadro mühendisliğine girişilmedi. Şampiyon kadronun temel iskeleti ve teknik adamıyla devam edildi. 11’in önemli oyuncuları Muhammet Reis, Rıza Efendioğlu, Ertuğrul Arslan, Hasan Hatipoğlu, Ali Öztürk, Deniz Vural gibi isimler 2. Lig kadrosundan. Aykut Çeviker, İsmail Dinler, Murat Sözgelmez, İlhan Depe, Burak Çalık gibi lig tecrübesi ve istikrarı olan oyuncular kadroya katıldı. Yabancı transferde de doğru hamleler yapan kırmızı beyazlıların iki genç forveti Kwame Karikari ve Atakora Lalawele takıma çabuk uyum sağladı. Türkiye Kupası’nda Trabzonspor’u eleyen ve 5. Tura kadar yükselen takım, hızlı ve hücuma dönük futboluyla büyük beğeni topladı.

YILDIZ: MUHAMMET REİS
Sezon en güzel sürprizi ve yıldızı olduğuna şüphe yok. Alt ligler müdavimlerinin dışında pek kimsenin tanımadığı biri. Akçaabat Sebatspor formasıyla bu ligde başını bir gösterir gibi olmuştu 8 sene önce. O zamandan beri 2 ve 3. Liglerde geçti yılları. Ama takımıyla birlikte öyle bir geldi ki, hızını alamadı ve Süper Lig’e kadar çıktı.
Gerek boyu posu, gerek ise sahadaki duruşu soyadına pek bir yakışır şekilde. Net bir lider ve ligin Michael Ballack’ı denebilir. Sarı kart cezalısı olduğu 1 karşılaşma dışında, ligin 35 maçında da 11’deki yerini aldı. Hareketli ve hızlı genç partnerleri Kwame Karikari ve Atakora Lalawele ile harika bir uyum yakaladı. Ligde 19 gol atıp, 13 asist yaptı. Sorumluluk almaktan bir an bile imtina etmedi. Ligin son 13 maçındaki 8 gollük performansı da bunun kanıtı. 30’unda ve kariyerinde ilk defa Süper Lig fırsatını yakaladı. Kulüp nasıl bir kadro mühendisliğine girişir bilinmez, ama geçen yıl olduğu gibi istikrarı seçer ve teknik heyet ile temel oyuncu iskeletini korursa, Süper Lig çok özel bir futbol figürüne şahit olabilir.

ŞAMPİYON: MERSİN İDMAN YURDU
Ligin takip edilmesi en heyecanlı takımıydı yine hiç şüphesiz. 3 buçuk sene önceki gibi teknik direktörü sahada bıçaklanmadı (Eylül 2010’da Yüksel Yeşilova abisi tarafından maç sırasında bıçaklandı) belki ama yine de tansiyonun hiç düşmediği bir yer oldu. İkinci yarıda takımın başına Yılmaz Vural’ın geçmesi bile başlı başına heyecan yaratmaya yetti de arttı. Mehmet Yıldız, Milan Mitroviç, Murat Ceylan, Wissem Ben Yahia, Nduka Ozokwo, Nurullah Kaya gibi Süper Lig kadrosundan bazı oyuncuları takımda tutsa da lacivert kırmızılılar, önemli ölçüde transfer yaptı. Cem Sultan, Emrah Bozkurt, Veli Acar, Anıl Karaer, Efe Halil Özarslan gibi 1. Lig’in kalburüstü isimleri kadroya katılırken sezon başı yapılan en önemli transfer, takım kaptanlığına da getirilen 36’lık Ali Tandoğan oldu. Transferlere eklemeden geçilmeyeceklerden biri de devre arasında Balıkesirspor’dan alınan ve kritik haftalarda çok iyi maçlar çıkaran kaleci Ahmet Şahin. Teknik direktör konusunda da yönetim, geçen sezonun son 10 haftasında takımın başına getirdiği Hakan Kutlu ile devam etme kararı aldı.
İniş çıkışlı yolun sonu Play – Off’a çıkar!
Mutlak bir şekilde ilk 2 hedefiyle sezona başlayan Akdeniz ekibinde, ekonomik sorunlar takımın ritmini sık sık bozdu. Zirve bir türlü yakalanamazken yönetim ve futbolcular arasındaki süreçlerde yıpranan Hakan Kutlu ile Tekden Denizlispor yenilgisinin ardından yol ayrımına gidildi. Son 10 haftaya da takım Yılmaz Vural’a emanet edildi. 28’inci kez bir takımın başına geçen Yılmaz hocayla Mersin, biraz kıpırdansa da doğrudan Süper Lig’e çıkmayı başaramadı ve lig 6’ncısı olarak Play-Off’a kaldı.

Yılmaz Hocam tamamdır, finali Hakan Kutlu halleder!
Türk futbolunda pek eşi benzeri olmayan bir teknik adam değişikliği de burada yaşandı. 26 maç sonunda yol ayrımına gidilen teknik adam aynı sezonda, hem de Play – Off finaline günler kala tekrar takımın başına getirildi.
Olayın gelişimi ise şöyle oldu: İşler saha sonuçları itibarıyla tam rayında gittiği sırada, futbolcu-yönetim-teknik direktör üçgeninde ekonomik merkezli sorunların tekrar çıkması nedeniyle Yılmaz Vural, hem de Samsunspor ile oynanacak final maçına günler kala şehirden ayrıldı. Bunun üzerine de yönetim hocanın görevine son verdi. Futbolcular, yöneticiler ve Yılmaz Vural konuyla ilgili birbirine suçlamalar yöneltirken tek maç için yine Hakan Kutlu’ya başvuruldu. Kendi kurduğu kadronun bir maçlığına tekrar başına geçen Hakan Kutlu da başladığı işi tamamlama fırsatı yakaladı. Mersin İdman Yurdu, 2-0’lık Samsunspor galibiyetiyle Süper Lig’e çıktı ve heyecanı bir türlü bitmek bilmeyen sezonu mutlu tamamladı.

YILDIZ: ALİ TANDOĞAN
Türk futbol ortamında öyle bir oyuncu düşünün ki; 2 Süper Lig Şampiyonluğu ve 3 Türkiye Kupası, 30 maç ortalamasıyla geçirilen 15-16 Süper Lig sezonu olsun. Ve yaş da 37’ye dayansın. Buna rağmen burun kıvıran Süper Lig takımlarına inat ve üstelik 16 sene sonra lig düşmek pahasına futbola devam etme ısrarı göstersin. O bunların hepsini yaptı, hem de gözünü budaktan sakınmadan ve şampiyonluk hedefindeki bir takımda. Play-Off dahil 33 maçta 11 oynadı. Sağ bekte ne kadar merkez olunur, sahanın bir kenarından ne kadar oyun kurulursa o kadarını yaptı, daha azını değil. Yardımcı oyun kurucu dalında 1 numara için en kral orta saha oyuncuyla kapışacak işler yaptı. Yine kanadını boydan boya kullandı. Sıfırdan top da kesti, çaprazdan ara pas da zorladı. 5 asist yaptı ve attığı 4 golle de sağ bekler arasındaki gol krallığı yarışında ipi göğüsledi. Her zamanki gibi “bürokrat ciddiyeti ifadesi” yüzündeydi, ama pek alışılmadık bir şekilde ve özellikle de attığı gollerden sonra arada sırada gülümsediğine şahit oldu futbolseverler. Play-Off finalinde Samsunspor’a karşı kullandığı klas frikik direkten dönmesiydi performansını ve şampiyonluğunu çok şık bir golle perçinleyebilirdi. Aktif sporculuktan henüz kopmayı aklından geçirmiyor, hatta ve hatta futbolu bırakmak bir kenara, Süper Lig’den gelecek teklifleri bekliyor.
*FourFourTwo Dergisi Haziran 2014 Sayısında Yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder