14 Haziran 2014 Cumartesi

3’üncülük maçının galibi Meksika!*

(2014 Dünya Kupası Yazıları)

Grubun da günün de gölgede kalan maçı olunca başlık da böyle olmuş oldu. Tıpkı büyük turnuvalarının pek hatırlanmayan 3’üncülük maçları gibi. Buna üçüncülük maçı gözüyle bakınca da haliyle Brezilya ile Hırvatistan’ı da ilk ikiye yazmış olduk böylece. Takımlar da aksine dönük pek fazla bir işaret vermedi açıkçası.
Güzel ve gollü futbol için Natal’da yağmur da elinde geleni yaptı ama ilk yarıda ağlara giden 3 top skoru değiştirmeye yetmedi. (üçü de ofsayttı)
Beklentileri karşılayacak 10 numara olamadı bir türlü belki ama çift forvette Oribe Peralta’nın iyi bir partneri olmuş gibi göründü Giovani dos Santos. Ofsayta takılmasa 2 golü bile vardı daha ilk yarıda.
Marquez – Rodriguez – Moreno gibi ayağı iyi üçlü defansın önünde Herrera, Varquez – Guardado orta sahası olunca topu rakibine fazla vermedi Meksika. (uzun süre topa sahip olma oranı yüzde 70’e yakındı)

Kamerun açıldı golü yedi!
İkinci yarıda biraz başına kaldırmaya niyetlenince Kamerun, golü de kalesinde gecikmeden gördü. Giovani dos Santos alıştığımız gibi karşı karşıya kaçırdı ama bu kez arkadan gelen Oribe Peralta golü yaptı. 30 yaşındaki golcü bir Hugo Sanches değil belki ama Meksika’nın 2’nci tura çıkabilmek için en güvendiği isim.
Üçgenleri çabuk kuran, kısa pasları etkili yapan, topu da ayağında iyi tutan bir takım görüntüsü verse de Meksika’nın Hırvatistan’ı geçip gruptan çıkması biraz zor görünüyor.   

Marquez hep kaptan!
Bu maç hatırlanacaksa eğer oynanan futboldan olmayacağı belli de, bekli kaptanının kırdığı rekorla akıllarda kalabilir.
2002, 2006 ve 2010’un ardından dördüncü kez Dünya Kupası’na gelen Rafael Marquez, Kamerun maçıyla birlikte sahaya 13’üncü kez kaptan olarak çıktı ve bu alanda rekor kırdı. 35’ine gelmiş olsa ve artık Meksika Ligi’nde oynasa da, topu oyuna sokması ve topla hücuma katılmasıyla Barça yıllarını hatırlatmaktan geri durmadı.

Eto’o bitmiş!
Oktay Derelioğlun’nun Türk futbol literatürüne kattığı bu söz, Kamerun efsanesi için biraz fazla mı olur bilinmez ama eski günlerinden epey uzak olduğu da aşikar. Mahallenin irice ama biraz da yaşı olan abileri topu alır ve gücüne kuvvetine güvenerek ite-kaka dalar ya rakip oyuncuların arasına, öyle bir hali vardı sanki maç boyunca. Çalım ve feyk denemelerinden ziyade debelenmeye daha çok benziyordu sahada yaptıkları. Tabi ilk yarıdaki direği sıyıran sert ayak içi plasesini saymazsak.

Bizimkilerden Charles Itandje, Sammy Ndjock, Cedric Djeugoue, Dany ve Pierre Webo’nun yer aldığı Afrika Aslanları’nın ilk maçlar sonunda grubun zayıf halkası gibi göründü fazlasıyla. 
*http://fourfourtwo.com.tr/2014/06/13/ucunculuk-macinin-galibi-meksika/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder