25 Eylül 2015 Cuma

Pereira, Robin van Persie ve yıldız yönetimi*

Pereira ile Robin van Persie arasındaki kriz şimdilik çözülmüş gibi, en azından şimdilik ve tabi ki çıkan haberlere göre. Ama elbette ki bir anda çıkmayan sorun, bir anda da tatlıya bağlanamaz. Nihayetinde doğanın tabiatına aykırı bu. Sorunun oluşma koşulları, gerginliğin tırmanma süreci olduğu gibi iyileşme, normalleşme seyri de zaman alır. Ancak her şartta da sahanın ortasında yaşananlar kolay kolay unutulmaz, en ufak olumsuzlukta da ilk akla gelen olur. Öyle ya da böyle olan şudur ki; Pererie ile futbolcular arasında ilk aleni ve büyük kriz yaşandı. Üstelik Pereira’yı şoke eden, neye uğradığını şaşırtan gelişme en büyük yıldızla, Robin van Persie ile yaşandı. Ki Hollandalının böyle bir imajı, ona dönük bu tarz bir algı yoktu. Zaten Vitor Pereira’nın da bir anlamda dumura uğraması, donup kalması, hatta ikinci golden sonra Gökhan Gönül’ün gelip kendisini kucaklamasına kadar olayın etkisinden çıkamaması bundan.

Biraz iddialı olabilir ama bu yaşanan, net olarak bir kırılma anıdır, momentumdur Fenerbahçe teknik heyeti ve futbolcu grubu için. Bunun nasıl aşılacağı ama gerçek anlamda nasıl aşılacağı sezonun geri kalanında belirleyici olacak. Kritik zamanlarda, kötü sonuçlarda ise aşılıp aşılmadığı da anlaşılacak. Peki buraya nasıl gelinde, Robin van Persie gibi kariyerli ve tecrübeli biri neden böyle bir tepki koydu, hem de maça girmek üzereyken ve herkesin gözü önünde. Bu şu anlama gelir ki; Robin van Persie teknik heyetin kendisiyle ilgili tasarruflarından hiç mi hiç memnun değil ve fazlasıyla rahatsız. 10 resmi maçı geride bırakan Fenerbahçe’ye baktığımızda Pereira’nın bariz bir istikrarsızlığı ve kararsızlığı söz konusu. Ne sistem, ne 11, ne plan, ne de diziliş anlamda bir kararlılığı olmadı. Bu kararsızlıklar ve denemelere Robin van Persie de dahil olup, kendisi de buna konu edilince Bursaspor maçındakiler yaşandı.

Başlardaki yedek kalması fiziksel eksiliğine sayılıp geçti ancak sonraki maçlarda 60’tan sonra 4 defa (Rize, Atromitos, Kasımpaşa ve Molde) oyundan alınmasını yıldız bir oyuncunun sessizce kabul etmesini beklemek saflık olur. Ki bir yıldız için daha da ağır olan, oyundan çıktığı dakikaların çoğunda takımı üstün ve maçı kazanmış bir durumda değildi. Robin van Persie’nin bu tepkisinde sadece Bursaspor maçındaki yedek kalması tek başına etki etmemiştir elbette. Van Persie’nin mevkisiyle oynanması da yıldız oyuncu için ciddi bir rahatsızlık gerekçesi. Fernandao’nun sağı-solu-arkasında dolaşacak hali yok Robin van Persie’nin. Evet aynen öyledir, van Perie’yi getiriyorsanız aslolan kendisidir ve mutlu, verimli olacağı yerde oynar.

En uçtaki santrfor olmadığı, gol noktalarına uzak kaldığı, ona göre bir oyun şablonu ve kadro tercihi yapılmadığı sürece, 11’in değişmezi olsa da, her saniye sahada kalsa da yeni sorunlar kapıdadır. Solda oynadığı Antalyaspor maçında Nani’ye çizgiden yaptığı harika asiste aldanmasın kimse, o yeni geldiği takımın yüzü hürmetineydi. Halbuki her teknik adam bol bol transfer ve yıldız ister değil mi! Ancak bu yıldızların yönetimi ve her daim mutlu tutulmaları öyle kolay değildir. Asıl böyle durumlarda da teknik direktörün işi başlar, gittikçe zorlaşır ve gerçek kapasitesini gösterir. Oynayan ile yedek kalan dengesi, rotasyon, takım ve kadro istikrarı, sistemin ile taktiğin oturması bıçak sırtı konular. Doymuş, başarmış (bir de düşüşe geçmeye başlamış) yıldızlar işin içindeyse teknik adam için zorluk katlanır. Yani fazlasıyla maharet isteyen bir mesele ve çözülmesi gereken sorunlar, zorluklar yumağı var Vitor Pereira’nın önündü. Bu onun Fenerbahçe’deki geleceği yanı sıra teknik direktörlük kalitesi ve seviyesini görmek açısından belirleyici olacak. 
*24 Eylül 2015'te Akşam Gazetesinde Yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder