1 Eylül 2015 Salı

STUART BAXTER: BU GÜNE KADAR HİÇ KOVULMADIM, İSTİFAYA ZORLANMADIM*

Nasıl karar verdiniz, nasıl bir tercih oldu sizin Türkiye ve Gençlerbirliği?
3 yıldır Güney Afrika’da Kaizer Chiefs takımında çalışıyordum. 3 sezonda 2 defa duble yaptık, yani hem ligi hem de kupayı kazandık. Neredeyse kaybolmak üzere, dağılmak üzere olan bir takımdı gittiğimde. Harika işler yaptık ve 3 yıl sonunda artık ayrılık vakti gelmişti, yerimi yeni bir teknik adamın gelme zamanı gelmişti. Ben de yeni deneyimlere fırsat vermek istedim.

Türk futboluna dair bir bilgi ve izleniminiz nasıldı gelmeden önce?
Birçok Türk futbolcu ve takımı Avrupa’da kendini gösterdi, iyi işler yaptı. Oradan takip ettim. Gençlerbirliği de epeyce hem Afrikalı hem de İskandinav oyuncu oynattı yıllar boyunca. Mesela Japonya’ya giderken hiç bilgim yoktu Japon futboluna dair. Ama gittiğim ilk yılda daha büyük başarı elde ettim. Güney Afrika’ya gittiğimde de çok çok az bilgim vardı. Yani Türkiye ve Gençlerbirliği ile ilgili daha önceki deneyimlerime kıyasla epey bilgim vardı.

Türkiye’nin çok bildiği bir teknik adam değildiniz. Nasıl tarif edersiniz kendinizi? Mesela, kendi sisteminizi mi uygularsınız her yerde yoksa ülke ve takım şartlarına göre mi hareket edersiniz?
Fabio Capello mesela çok tanınmış ve bilinmiş bir teknik direktör. Onun kendi sistemi vardır, nereye giderse gitsin onu uygular. Buraya gelse sisteminde ısrarcı olacaktır, futbolculardan ona adapte olmasını bekleyecektir. Ama benim inandığım şey; yabancı hocalar şartlara, kültüre, kaliteye, oyuncu potansiyeline iyi bakıp değerlendirmek durumda. Ona göre bir futbol oynanması gerekiyor. İsveç’teki, Japonya’daki ya da Güney Afrika’daki futbolu uygulayamazsınız.

Peki, nasıl bir oyun tercihiniz olacak, pasa dayalı mı, hızlı mı, kontrollü mü, defansif mi, ofansif mi, hasıl bir Gençlerbirliği izleyeceğiz?
Nasıl oynayacağımız konusunda bir ilan, reklam, duyuru yapmak istemiyorum! (gülüyor) Ama genel olarak takım halinde savunma yapmayı severim. Bunu söylerken, hücum oyuncularımızdan vazgeçeceğim anlamı çıkmasın. Toplu bir savunma halinden bahsediyorum. Topu kazandığımız zaman da çok hızlı olacağız, atak oyuncularımızı çok iyi besleyeceğiz, sonuca gideceğiz. Yani çıkışlarda çabuk ve kalabalık olmalıyız.

Dünyanın pek çok yerinde çalıştınız. Ama artık çok farklı bir kulüp başkanı var karşınızda. Bununla ilgili düşünceniz nedir?
Bu kulübün yaratıcısı ve sürükleyicisi. Bunun farkındayım. Kulüp üzerinde hem çok etkili hem de çok baskısı ve otoritesi olan biri.

Yaklaşık 40 yıllık süreçte 60 küsur teknik direktörle çalıştı. Zaman zaman kolay teknik adam ayrılığına gidebiliyor. Bu tedirgin ediyor mu?
Öncelikle şunu söyleyeyim; antrenörlük kariyerimde bu güne kadar hiç kovulmadım, istifa etmeye zorlanmadım! Ama Bobby Robson’un, “Her teknik direktör bir gün kovulacaktır!” diye bir sözü vardır. Ancak kovulacağım düşüncesi ve korkusuyla yaşarsam, işimi zorlaştıracak, yapamam ve başarılı olamam. Başkanla olan diyaloğumu her zaman saygı çerçevesinde sürdüreceğim ve işimi yapacağım.

Şampiyon hoca olarak Türkiye geldiniz. Gençlerbirliği’nde bu sezonki hedef nedir?
Farklı pozisyonlarda olan takımlarla çalıştım. Gençlerbirliği de epey yeni oyuncu aldı, kadro değişimine gitti. Bizim arzumuz yeni oyuncuların hızlı bir şekilde uyum sağlaması. İyi şeyler yapmak istiyoruz. En azından geçen sezonki seviyenin üzerine çıkmak ilk olarak, ama mümkün olduğu kadar da yukarılara oynamak... Bunu yapabilmek için de tüm arzu ve isteğimizi göstereceğiz, bunda ısrarcı olacağız.

Gençlerbirliği alt yapı geleneği güçlü olan bir kulüp, genç oyunculara bakışınız nasıl?
Bu tür takımlarda alt yapıdan yukarıya oyuncuların katılımı önemlidir. Hem genç oyuncuların motivasyonu, hem bölge hem de Türk futbolu için önemlidir.

Elinizdeki kadroda yeni tanıdığınız oyuncular arasında sizi olumlu anlamda etkileyenler oldu mu?
Hücum oyuncular göze daha çabuk batar doğal olarak. Dolayısıyla El Kabir rakip için çok tehlikeli, İrfan Can da çok yetenekli bir oyuncu olarak gözüküyor. Ama eminim ki diğer pozisyonlardaki oyuncular da beni etkileyecektir zaman içerisinde.

Arda’nın Barcelona’ya transferi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Futbolcuların zihnini geliştiren, ufkunu açan bir şey bu. Pek çok futbolcu o seviyeye ulaşmaya çalışacak. Daha önce sağ bek oynamaya zorlanmış. Onunla ilgili birilerinin kafasında böyle bir gelecek hiçbir zaman yoktu belki de. Ama şu anda bir süper star olarak Barcelona’da. Bu Türkiye’de oynayan pek çok oyuncuyu etkileyecek, hedef halini alacaktır.
*FourFourTwo Dergisi Eylül 2015 Sayısı için yapılan röportaj Baxter'in görevine son verilmesi nedeniyle yayımlanamadı ve bir anlamıyla dergi ters köşeye düştü.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder