1 Ekim 2014 Çarşamba

Bekleriyle kazanan Fenerbahçe!*

Sezonun en tempolu maçlarından birini izledik. Bunun da nedeni Fenerbahçe’nin arzulu haliydi. Takım ilk defa bu kadar hareketli ve tempoluydu. Yükselen tempo baskıyı getirdi belki ama üretkenliğe dönüşmedi bir türlü. Fenerbahçe’nin hızlanması net pozisyonlar getirmedi, sadece yayın dışından şutlar çıktı. Fenerbahçe’nin ilk 3 maçta görülen üretim sorunu bu kadro yapısıyla epey başını ağartacak gibi. Tempo ve gelen baskı ise ilk iki haftaya göre olumlu ama yeterli olmayan farklardı. Mehmet Topal – Emre Belözoğlu ikilisi daha fazla hücuma çıktı ama bu da rakibine geniş alan imkanı verdi. Gaziantepspor epey ani atak fırsatı yakaladı ama pas tercihlerinde hata yapınca da pozisyona dönüşmedi bu şanslar. 65’teki 18’lik Oğulcan Çağlayan’ın kaçırdığı net pozisyonu saymazsak tabi.

Beklerin kazandırdığı maç!
Süper Lig’in en iyi ve hücumcu iki bekine sahip olmak, geçen sezonki şampiyonlukta olduğu gibi bu maçta da karşılığını getirdi. Hele de Gaziantepspor’un ön kenarları İbrahim Akın ve Oğulcan Çağlayan yeteri kadar beklere yardım etmeyince Gökhan Gönül ve Caner Erkin çok rahat boşluk buldu. Öyle olunca da iki koridordan gelişti hücumlar. Penaltının da Gökhan’dan gelmesi şaşırtıcı değil. Gaziantepspor’un ön kenar oyuncularının defansif görevlerini yapmamasının katkılarını da yok saymadan, sahanın en iyilerini Gökhan ve Caner olarak yazılabiliriz rahatlıkla. Onlarla birlikte günün iyilerinden olan Emre, penaltı golüyle galibiyeti getirdi, oyundan hiç düşmedi ve ayakta kaldı.  

Diego’lu yeni sistem!

Diego önünde pas trafiğine ve top alışverişine uygun olmayan oyuncularla oynadı. Topu da tehlike bölgesinden çok uzağında aldı. Final pası yapacağı ya da şut atacağı yerlerde topla buluşmakta zorluk çekti. Kuyt, Sow, Emenike ve Diego çok üretken olabilecek 4’lü olduğunu söylemek zor. Hızlanan oyun da fayda etmedi. Yani Fenerbahçe’nin geçen sezon olduğu gibi güç ve baskıyla sonuca gitmesi o kadar kolay olmayacak. Ne takım o güçte, ne de oyuncuların form durumları o seviyede. İsmail Kartal’ın bunun üstüne çıkacak bir oyun düzenine geçmesi gerekiyor. Bunda da Diego’nun öneminin yanı sıra, ona göre bir oyun kurgusunun olması da şart. Önünde santrfor özellikli 3’lüyle istediği alanları bulması zor. Çünkü Diego kariyeri boyunca topu sırtı dönük değil, yüzü dönük ve ceza sahası yakınında aldığında etkili olmuştur. Topu ceza sahanın epey uzağında aldığında final pası çıkarmak bir kenara, denemekten bile uzaktı. Şu an için sadece topla dönüp şut pozisyonu aradı. Ama bunların dışında Diego’nun çabası, ısrarla top alması, sorumluluktan kaçmaması ve oyundaki devamlılığı ilerleyen haftalar için çok olumlu. Temposunun yerinde olmasına rağmen oyundan alınması da şaşırtıcıydı! Alper ile birlikte sahada kalsaydı etkinliğini daha da arttırabilirdi. Alper-Diego ikilisini beraber görmek ilerleyen haftalar açısından da önemli olabilirdi. Oyunu açmak ve üretken olabilmek için en güçlü alternatif bu gibi gözüküyor.
*22.09.2014'te Akşem Gazetesinde yayımlanmıştır. http://www.aksam.com.tr/sporfenerbahce/bekleriyle-kazanan-fenerbahce/haber-340582

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder