7 Kasım 2013 Perşembe

Hâlâ bir yıldız adayı: Abdülkadir Kayalı*


Bir dönem Fenerbahçe’ye transfer oldu, Manchester City tarafından beğenildi. 1991 doğumlu Abdülkadir’de hâlâ yıldız olma potansiyeli var…


Ocak 2009’da Fenerbahçe’ye transfer olduğunda “eyvah” demiştim! Çünkü genç bir yeteneğin büyük takıma transfer olması demek, bundan sonraki kariyeri daha da fazla “tesadüflere” bağlanması demek! Buradaki tesadüften kasıt Oğuzhan Özyakup örneğinden daha iyi anlaşılır. Geçen sezonki Beşiktaş kadrosu olmasaydı ve 8. haftadaki etkileyici Trabzonspor performansını göstermeseydi, Oğuzhan’ın bugün yokluğu çok aranan bir oyuncuya dönüşüp dönüşmeyeceği büyük soru işaretleriyle dolu bir konu. Ama Abdulkadir bu kadar “şanslı” değildi. 18 yaşında geldiği Fenerbahçe’de neredeyse hiç oynamadı. Kiralık gittiği İBB’deki 2 sezonda da oynadığı maç sayısı 10’u bulmadı. Sonraki 2 yıl Orduspor’da benzerini yaşadı. 


Yani memleket futbolundaki oyuncu ve bireysel yetenek yönetimi konusundaki sorunlu yapı genç bir yeteneğin yaklaşık 5 senesini tüketti. Halbuki, pek çok kimsenin bildiği üzere, alt yapı seviyesinde yaş grubunun en parlak yeteneklerinden biriydi. Hatta Manchester City’ye gidip ve beğenilmişliği oldu o yıllarında. 60’ın üstünde genç milli takımlarda oynadı, kaptanlık yaptı. Çift yönlü, iki ayağını çok iyi kullanan, tekniği ve oyun zekası üst seviye olan ve tarz olarak da Nuri Şahin’i andıran yetenekli bir orta saha. Bu sezon başında Boluspor’a transfer oldu. Geride kalan haftalarda 5 maçta 11 oynadı. 17-18’inde özgüveni ve lider yönü güçlü çocuktan uzak bir görüntüsü var şimdilik. Sorumluluk almakta kararlı değil, biraz saklanıyor gibi, risk almadan al-ver şeklinde, kısa ve yan paslarla “idare ediyor”. 


Oynamadığı yıllar ona çok şey kaybettirmiş. Gerçi futbolu unutmamış olması bile başarı! Ama kaybettikleri yetenekleri değil elbet, düzenli maç oynamamaya bağlı ve aşılabilecek eksikler daha çok. Hala 22 yaşında. Fiziği oturdu. Özgüvenini toparlayıp, maç alışkanlığını edinebileceği bir yerde, lig ve takım olarak. Alt yapı yıllarındaki en büyük eksiği olan tempo sorununu çözmek için henüz geç kalmış değil. Geniş oyun ve görüş alanını geri kazanması gerekenler arasında. Kuvvetlenip, sert mücadele becerisini de arttırmak zorunda. Çok büyük bir yıldız beklentisi eşliğinde geçen alt yapı yıllarından sonra kayıp 5 sezonun ardından nasıl bir tepki ortaya koyacağı merak konusu. Bakalım üst düzey yetenekleri olan bir futbolcu, değerini gerçekleştirip yerini bulabilecek mi, yoksa Türkiye’nin kaybolmuş, tutunamamış, olamamış genç yeteneklerine mi katılacak? 

*http://www.fourfourtwo.com.tr'de yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder