29 Nisan 2014 Salı

BİR YILDIZ ADAYI: GÖKHAN KARADENİZ*


Bu sezon alt liglerde ortalığı tam anlamıyla tozu dumana katan biri çıktı. Futbolumuzun yükselen değeri Altınordu’da bir solak bambaşka türlü işler yapıyor. Müthiş şut atıyor, süper frikik kullanıyor, adam geçiyor, pas atıyor, asist yapıyor, 90 artıda maç kazandırıyor, liderlik ediyor, hatta ve hatta artık topu ayağına beklemiyor, koşuyor, savunma bile yapıyor… “O kadar da değil” ya da “2. Lig’de yapmak kolay, Süper Lig’de yapsın da görelim” diyenler olabilir, fazla iddialı ve abartılı gelebilir bunlar ama karşımızda net bir yıldız adayı var: Gökhan Karadeniz.

Altınordu’nun yeni solağı…
Seyit Mehmet Özkan ve ekibi 2012’nin yazında Altınordu’yu devraldığında ilk sezonu tertip ve düzen yılı olarak belirlediler. Ancak takım o planlara fazla sadık kalmaya niyetli değildi. 20 gün gibi kısa sürede kurulan kadro harika bir sezon geçirdi ve 3. Lig 3. Grup’ta şampiyon oldu. Yapılanmaya girişilmişken yarışmacı olarak da başarı çabuk geldi. Bu sezona girerken de temel kadronun üstüne sadece birkaç transfer yapıldı. Bunlardan biri de geçen sezon 3. Lig 2. Grup’ta Aydın 1923 ile şampiyonluk yaşayan Gökhan’dı. “Daha önceden onu tanıyanlar, koşmadığı, bireysel oynadığı, istikrarsız olduğu, 2. Lig’de yapamayacağı yönünde uyarılar yaptı bize. Ama öyle olmadı.” diyen Altınordu teknik direktörü Hüseyin Eroğlu, yetenkli oyuncunun gösterdiği gelişime vurgu yapıyor. “Bizim sistemimize uyum sağladı ve giderek de gelişiyor. Bizde takım oyunu ön plandadır ve her futbolcu koşmak durumundadır. Yetenekli oyuncular da o takım oyuncu içinde kendini gösterir ve çok daha fazla verimli olur. Gökhan da bunu çok net algıladı ve ona göre çalışıyor. Topsuz oyununu geliştirdik, geriye gelmeye başladı, defans yapmayı öğreniyor, temposunu arttırdı. Yani sadece hücumda değil top rakipteyken de takımın bir parçası olduğunu anladı. Gökhan çok zeki bir oyuncu. Kendisinin de faydasına olan bir durum olduğunu kavradı ve oyun karakterini ona göre geliştirdi.” Gökhan’a göre ise sezon başında kendisiyle ilgili kaygılar yersiz, ayrıca da lig yükseldikçe futbol kalitesinin ön plana çıktığını ve daha rahat yeteneklerini göstereceği görüşünde. “Yeteneklerime güveniyorum. 2. Lig’de daha rahat oynayacağımı ve daha başarılı olacağımı biliyordum. Burada da adam adama markaj var ama 3. Lig’e göre alan savunması daha ön planda. Öyle olunca da boş alan bulma ve düşünme vaktin biraz daha çok oluyor. Lig yükseldikçe de pas yapmanın, futbol oynamanın daha kolaylaştığını tahmin ediyorum” Öyle de oldu zaten. Gökhan lige çok kolay alıştı ve sezona harika başladı. 25’inci haftaya kadar 19 gol attı, 9 asist yaptı. Alanyaspor, Ankaragücü,  Bandırmaspor, Bugsaşspor, Nazilli Belediyespor, Tepecikspor, Diyarbakır BŞB gibi güçlü rakiplerle şampiyonluk yarışı veren Altınordu’nun  en büyük silahlarından biri oldu.

20’sine kadar amatör…
Aslında biraz geç keşfedildi. 20’sine kadar Bursa’nın amatör takımlarından Karacabeyspor’da 9 sene, Gemlikspor’da da 1 yıl oynadı. Bölgeler arası amatör karmaya seçildi. Konya’daki turnuvada Bursa Karmasıyla iyi maçlar çıkarınca da 2010 yazında Hatayspor ile profesyonel sözleşme imzalıyor. İlk deneyimi çok parlak olmadı, az oynadı. Sezon sonu Bursa’ya döndü ve “Kendimi bulduğum, çıkış yaptığım yer oldu” dediği Nilüferspor’a transfer oldu. 3. Lig’de 20 gol attığı sezonda takım Play-off’a yükseldi ancak finalde Tarsus İdman Yurdu’na kaybetti ve 2. Lig’in kapısından döndü. Sonraki sezonun ilk yarısını Nilüferspor’da geçirdikten sonra, devre arasında şampiyonluk yaşayacağı Aydın 1923’e transfer oldu. “Sezon başında isteyen çok takım vardı. Ama yapılanması ve hedefleri bana daha uygun olduğunu için burayı düşündüm” sözleriyle anlatıyor Altınordu tercihini. “Aslında daha erken bu seviyeye gelmesi gerekiyordu. Bilinen bir oyuncuydu ama anca 2-3 yıldır profesyonel liglerde var” diyen Hüseyin Eroğlu, öğrencisinin kayıp yılları için hayıflanıyor. Ancak öte yandan amatör döneminin kendisi ve yetenekleri için bir avantaj olarak görmek mümkün olabilir. Bu tezi bazı açılardan destekleyen Gençlerbirliği Gençlik Geliştirme Koordinatörü Osman Nuri Işılar, profesyonel takımların alt yapı sorunlarının yetenek kısıtlayıcı olabileceğini, buna karşın ise amatör futbolun bazen büyük fark yaratabileceğini düşünenlerden. “Amatör takımlardan yetişen gençler doğal yeteneklerini sınırsızca kullanabilirken, kulüplerin altyapılarından yetişen gençler ise futbolun takım oyunu disipliniyle büyüyorlar. Ancak bu durumdaki oyuncular kendi hayal dünyalarındaki beceri uygulamalarını denemede katı disipline takılıyorlar.”

Şut, frikik, çalım, asist, liderlik… Ee daha ne olsun!
Türkiye liglerinin en fazla skor katkısı yapan forvet arkası olduğu kesin. 30’a yakın golde doğrudan etkisi var. Yetenekli oyuncunun en önemli özelliklerinden biri kuşkusuz çok iyi şutör olması. İster hareketli, ister gelişine, isterse de duran olsun topa gerçekten iyi vuruyor. Gollerinin 4’ü frikikten, 8’i de ceza sahasının dışından olması da bunun göstergesi. Ceza sahası etrafındaki boşluklarda çok iyi top alarak ya da geriden kendi paslaştığı ve getirdiği toplarla buluyor şut fırsatlarını. Sık sık da şut denemekten çekinmiyor. İyi bir frikikçi olmasının yanı sıra duran topları da Manuel Fernandez’i çok fazla aratmayacak kadar iyi kullanıyor. Her solak gibi adam eksiltiyor. Ama top cambazı çalımcılardan değil. Oyun ve futbol zekası gelişkin olduğu için top tutacağı, tek oynayacağı, adam geçeceği zamanı iyi biliyor. Olur olmaz yerde kendini yormuyor. Özellikle cepheden topu aldığında defansın arasına ve arkasına doğru pas tercihleri yapıyor. 9 asistin sebebi de bu zaten. Sorumluluk almaktan kaçınmıyor ve final oynamayı iyi beceriyor. Pazarspor ve Ankaragücü karşısındaki son dakika golleri buna örnek. Gökhan’ın devamlı markaj altında oynadığını, bu yüzden de zaman zaman oyundan düştüğünü ancak yavaş yavaş sorumluluk aldığı dakikaları arttırdığını söyleyen Hüseyin hoca, 24 yaşındaki solağın farklı bir lider tipi olduğunu anlatıyor. “Arkadaşların yönlendiren, toparlayan tarzda biri değil. Oynadığı futbolla, aldığı saha içi sorumlulukla öncülük ediyor daha çok. Kaptandan ziyade lider, öncüdür. Mesela tüm takım arkadaşları kolay kolay top kaybetmeyeceğini bilir, şut atacağını bilir, iyi duran top kullanacağını bilir.”

Başka türlü bir 10 numara… 
Her şeyden önce çok net ve yetenekli bir sol ayağı var… Orjin olarak tam ve klasik bir 10 numara. Ancak bu Altınordu teknik heyeti ve Hüseyin Eroğlu için yeterli değil. “Biz “10 numaralar koşmaz, yetenekli oyuncu koşmaz ama iş bitirir” mantığını kabul etmiyoruz. Bu yüzden de bizden önce çoğunlukla sol ve sağ kanatta oynuyordu. Hem az koşuyor hem de defans yapmıyor diye. Ama bu kadar özellikli bir oyuncuyu ve yeteneklerinin doğrultusunda orijinal mevkisinde oynamalı. Çünkü ara pası ve şut özelliği çok gelişkin.”
Boyu 1,78 olan Gökhan’ın güçlü ve gelişime açık bir fiziği var. Hüseyin hoca devamlılığını ve topsuz oyundaki gelişimini antrenman farklılığına bağlıyor. “Her futbolcu yetenekli değildir ama her oyuncu koşar. Koşmuyor diye bir şey yoktur. Burada bizim antrenman tempomuzun ona katkısı çok büyüktür. Biz yüksek tempoda yani maç temposunda çalışırız. Gökhan buna örnektir. Zaten antrenmanı seviyor, çalışma coşkusu çok yüksek. Böyle olunca da artık koşan, defans yapan, topsuz oyunda da görünen bir forvet arkası oluyor. Giderek de daha iyi olacak.”

“Süper Lig’de böyle yerli oyuncu pek yok”
Süper Lig seviyesi için Gökhan’ın yeteneklerinden şüphesi yok. “Yaşım geçmeye başladı. Artık bir an önce yukarılara çıkmam gerekiyor. Futbola, gelişime, başarıya aç biriyim. Kendime çok güveniyor. Süper Lig’de başarılı dönemlerim olacağına eminim” Süper Lig’den halen 2 kademe aşağıda oynayan biri için iddialı sözler bunlar. Ancak var olan yetenekleriyle o mesafeyi bir anda kapatabilir de. Bunu başarmak için, özelliklerinin yarısı bile fazlasıyla yeterli gibi. Gökhan’ın yeteneklerine ve gelişme potansiyeline güvenen Hüseyin Eroğlu’nun tek endişesi Türkiye’deki sorunlu futbol düzeni. “Türkiye’de futbol çok ilginç bir ortama sahip. O yüzden net bir şey söylemek zor oluyor. Bazı oyuncular kesin olur dersiniz, ama o olmaz. Ancak fazla ümitli olmadığınız bir oyuncu bir bakarsınız müthiş yerlerde olur. O kadar fazla dış etken var ki. Ama bize göre Gökhan, Süper Lig’de rahatlıkla oynar ve hatta sahip olduğu yeteneklerle fark yaratabilir. Süper Lig’de yerli oyuncu olarak bu kadar özellikli futbolcu pek yok. Tek dezavantajı yaşının 24 olması. 2-3 yıl daha önce olmalıydı bu durumda. Ama çok çalışkan, hırslı, coşkulu, antrenmanı seven bir oyuncu. Öyle olunca gelişimi ve yükselmesi açısından çok umutluyuz”

ALTINORDU’NUN DİĞER SOLAK YILDIZ ADAYLARI

OZAN SOL
“Bazı özel yetenekleri olan bir oyuncu. Uzun vadeli ve üst liglere çıktıkça da bize katkı sağlayacağı düşüncesiyle transfer ettik” demişti Genel Kaptan Sedat Gündoğdu, önceki sezonun başında amatörden genç oyuncuyu aldıklarında. Yanıltmadı kendisini transfer edenleri. Ön kenar oyuncusu olarak 3. Lig’de 19 gol attı ve şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Bu sezonun ilk yarısında sakatlandığından dolayı düzenli forma giyemedi. 21 yaşındaki solak, ikinci devre daha çok oynamaya ve formunu bulmaya başladı. Patlayıcı kuvveti, sürati ve motorik özellikleri onu özel yapan yönleri. Topla temasını gittikçe geliştiriyor.

HALİL İBRAHİM TUNA
Altınordu’nu sağ öndeki sol ayaklısı. Zaman zaman sola geçse de çoğunlukla yer değiştirmeden ters kanatta kalır. İnce fiziğine rağmen top tekniği ve yetenekli bilekleriyle çok üretken. Çabuk ve hareketli. Topla direk rakibinin üstüne gidiyor. İki yöne de dripling özelliği var. Araya yaptığı koşularla sık sık pozisyona giriyor. Bu sezon düzenli 11’de oynuyor, skora katkı sunuyor. Futbol zekası ve pas tercihleri çok iyi. Özellikle ceza sahasına yakın yerlerde Barcelona’yı andıran al-verleri yapıyor. Tempo sorunu olmamasına rağmen üst ligler için fizik ve kuvvet olarak gelişmesi gerekiyor    

GÖKHAN YILMAZ

Süper Lig’deki oyuncu profillerini analiz eden başkan Seyit Mehmet Özkan ve ekibi iki temel özelliği öne çıkarıyor: çabukluk ve dayanıklılık. İşte Altınordu’nun 3 numarası ve sol beki de tam bu kriterlere uyuyor. Şampiyon kadroda kart cezaları dışında full oynadı. Bu sezon da 11’in değişmezi. Çift yönlü bir sol bek. Yüksek temposu ve dayanıklılığıyla hemen hemen her atakta var. Bazen penaltı noktasında da görmek mümkün. 23 yaşında ve futbol olgunluğu oturmuş bir oyuncu.

*FourFourTwo Dergisi Nisan 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder