27 Nisan 2014 Pazar

BEŞTEPE’NİN YENİ KRALI: RECEP EREN KARABACAK*


Futbola nasıl başladın, hikayeni anlatır mısın?
Futbola her çok çocuk gibi ben de mahalle arasında top oynayarak başladım. Abim benim için çok büyük bir model oldu her zaman onu örnek aldım. Yaşça çok küçük olmama rağmen kendi yaşıtları ile top oynarken beni de yanına alırdı, onlarla birlikte ben de oynardım. Belki de bu yüzden yaşıtlarımdan her zaman bir adım önde oldum. Ailem ve özellikle abimin yanı sara beden eğitimi öğretmenimin emeklerini inkar edemem.
Ailede futbolla ilişkisi olan başka biri var mı? Ailenin yaklaşımı nasıl oldu, şu anda nasıl?
Bizim aile futbolla çok ilgiliydi her zaman. Abim hala amatör olarak futbola devam etmekte. Ailem her zaman bana çok büyük destek oldu futbol konusunda, hatta Kaman’daki bütün düzenlerini bozup benim için Ankara’ya yerleştiler. Ailemin yaptığı bu fedakarlık beni daha da hırslandırdı her zaman.
12 yaşında lisansın çıkmış. Neden daha erken çıkmadı?
Lisansımın geç çıkma sebebi yasadığım yerle ilgiliydi. Kırşehir’in Kaman ilçesi çok küçük bir yerdi ve oynayabileceğim bir takım bile yoktu. Oradaki beden öğretmenim Recep Girişit bendeki yeteneği keşfedip beni Gençlerbirliği’ne yönlendirdi. Burada antrenmanlara çıktım, beni beğendiler ve lisansım çıktı.
4 sene gibi kısa bir sürede aldığın mesafeyi nasıl değerlendiriyorsun?
Ankara’ya geldiğim ilk günden itibaren, “futbolcu olacağım” inancını beynime kazıdım ve kendi kendime ümidimi hiç bir zaman kaybetmeyeceğime dair söz verdim. Bu amaç doğrultusunda çok çalıştım ve her zaman bana bahşedilen yeteneklerimin üstüne koymak için çok çalışıyorum. Bu konuda altyapı hocalarım başta Tuncay Mocan olmak üzere Volkan Arat, Gökhan Gedikali ve Aykın Demir’in desteği ve katkısı çok büyük oldu.

Alt yapıda takım ve bireysel olarak elde ettiğin başarılar neler?
Alt yapıda takım olarak 3 sezon üst üste Türkiye finallerine katıldık. Bireysel olarak da takımın finallere katılmasında attığım gollerle büyük rol oynadım. Son olarak U16 Milli takımı ile birlikte Ege Cup turnuvasında gol kralı oldum ve altın ayakkabı ödülünü aldım.
Okul devam ediyor mu? Zorluk çekiyor musun okul ile takım arasında?
Okul devam ediyor ve 11. sınıftayım. Bu konuda beden eğitimi öğretmenim Avni Okumuş hocamın ve diğer öğretmenlerim desteklerinden dolayı fazla zorluk çektiğimi söyleyemem. (gülüyor)
Yani biraz kolaylık mı sağlanıyor sana?
Kolaylık, sınavlar ya da notlarla ilgili değil de daha çok antrenman saatleri ve milli maçlarla ilgili oluyor. Kaçırdığım dersleri telafi etmem için bazen tek başıma çalıştırıyorlar.
Gençlerbirliği’nde A Takımla antrenmanlara çıktın mı hiç?
Hayır, çıkmadım. Profesyonel imzamı atar atmaz Hacettepespor’a geçtim o yüzden fırsat olmadı henüz.
Mehmet Özdilek senle görüştü mü?
Beni takip ettiğini, benim hakkımda bilgi aldığını biliyorum ama henüz şahsi olarak tanışmadık.
Hacettepe’ye geçişin nasıl oldu, kimler karar verdi, kimler yönlendirdi?
Genclerbirigi’nde ilk antrenörüm Tuncay Mocan’la iki yıl birlikte çalıştık. Beni çok iyi tanıyor. Tuncay hoca bu sezon Hacettepespor’da yardımcı antrenör oldu. Teknik direktör Mustafa Kaplan’a benden bahsetmiş. Mustafa hoca da benim maçlarımı seyretti, teknik heyetle birlikte beni beğenmişler. Beni devre arası kampına götürdüler daha sonra takımda kaldım.
Daha yeni 16 yaşında oldun. 3. Lig’e geldin devre arasında. Alıştın mı, zorlanıyor musun profesyonel ligde?
Sonuçta zor bir lig, fizik olarak da takımdaki abilerimden az da olsa gerideyim ama küçüklüğümden beri hep kendimden büyüklerle oynadığım için olsa gerek fazla zorlanmadan kısa surede alıştım ve bunu avantaj olarak görüyorum. Tabii ki alt yapıya göre çok daha zor bir lig ama ilk zamanlardaki kadar zorlanmıyorum. Özellikle Mustafa hocanın da desteği ve bana olan güveniyle, takıma da lige de kısa sürede adapte oldum. 
Profesyonel liglerin en küçük birkaç oyuncudan birisin. Kendini özel hissediyor musun?
Genç yasta profesyonel futbolcu olmak her futbolcuya nasip olmaz, bu sebeple kendimi az da olsa şanslı ve özel hissediyorum.

Artun Akçakın ve Atabey Çiçek’ten sonra “Beştepe’nin Yeni Kralı” deniyor senin için. Bu sende baskı yaratıyor mu?
Her ikisi de benim aldığım eğitimden geçen oyuncular. Ama ben bunu baskı olarak görmüyorum hatta şans olarak görüyorum. Çünkü onların geçtiği yolları, eksiklerini görerek nerede hata yaptılarsa ben o hatalı onları yapmamak için daha çok çalışıyorum. Maç ayrımı yapmadan her oynadığım maçtan sonra olumlu olumsuz yaptıklarımı değerlendiriyorum.  
Gollerle başladın 3. Lig’e. Kaç golle tamamlamayı hedefliyorsun sezonu?
Çok şükür profesyonel ligde oynadığım ikinci maçımda gol attım. Çok daha fazla çalışıp, bana verilen süreyi en iyi şekilde değerlendirip, en az 10 golle ligi tamamlamak istiyorum.
Boy, kilo ve ayakkabı numaran kaç?
Boyum 1,84, kilom 73 ve ayakkabı numaram 42.5.
Nasıl bir forvet, santrfor tipi olarak görüyorsun kendini?
Ben Hakan Şükür gibi çok yönlü bir oyuncu olmak istiyorum. Yeri geldiğinde pasör, yeri geldiğinde pivot, yeri geldiğinde de golcü... Çağımızda aranılan en fazla aranan özellik çok yönlü olmak zaten…
Golcüler için bencil derler, sen de öyle misin?
Tabii ki pozisyon gereği daha rahatsam bencil olmak gerekiyor ama daha müsait pozisyonda bir takım arkadaşım varsa kesinlikle pas atarım, çünkü takımın başarısı daha önce gelir.
Yani bencil değilsin?
Evet, değilim… (gülüyor)
Tek forvet mi, çift forvet mi oynamayı daha çok seviyorsun? Kendini Santrfor olarak mı, forvet olarak mı görüyorsun?
Fiziki özelliğimden dolayı her ikisini de oynayabiliyorum ama daha çok forvet olduğumu söyleyebilirim. Ama santrfor da oynadım alt yapıdayken. Çift forvet oynadığım zamanlar pasör görevini iyi yapmaya çalıştım. Hava hakimiyetim iyi olduğu için tek santrafor gibi de oynadım. Zamanla her iki özelliğe de sahip olduğumun farkına vardım. (gülüyor)
Artı yönlerin nedir sana göre?
Yaşıma göre fiziğimin iyi olması, boyuma göre oldukça süratli ve çabuk olmam, sıçrama yeteneğimin iyi olması ve tabii ki son vuruşlarımın iyi olması...
Peki, eksik yönlerin?
Yan toplarda zaman zaman zorlanıyorum. Bu yönde biraz daha fazla çalışmam gerektiğinin farkındayım.

Hacettepespor’daki “staj” döneminin ne kadar süreceğini düşünüyorsun? Belli bir süre verildi mi sana?
Şu an bunun için bir süre vermek yanlış olur. Zaten bu konuda bana da verilmiş bir süre yok. Ama kendimi A Takıma hazır hissettiğim ana kadar burada kalmak benim için iyi olacağını düşünüyorum. Çok daha fazla çalışmam gerektiğini biliyorum. En kısa sürede A Takım seviyesini yakalamak istiyorum.
Kariyerinde hedeflerin neler?
Öncelikle hedefim Hacettepespor’da başarılı olup Gençlerbirliği A takımına yükselmek. 3 büyüklerde oynamak ve Avrupa’da ülkemi en iyi şekilde temsil etmek de uzun vadeli büyük hedeflerim arasında.
Kendi potansiyelini, kalite olarak seviyeni nasıl görüyorsun?
Şu an bunun için net bir şey söylemek bana göre doğru olmaz. Ama genç milli takımda oynuyorum ve milli takım seviyesinde bir oyuncu olduğumu düşünürsek, bu tabii ki benim şahsi görüşüm ama Avrupa seviyesine yakın olduğumu düşünüyorum.
Kendi tarzını benzettiğin oyuncu var mı?
Hakan Şükür’ü söyleyebilirim. Tarzımı benzettiğim gibi, bana göre Türk futbolunun en büyük golcüsü ve benim de idolümdür.
Bir parolan, motton ya da temel bir felsefen var mı?
“Biz istediğimiz sürece her şey mümkün, yeter ki ağlamak yerine umut edelim, şikayet etmek yerine çaba sarf edelim, vazgeçmek yerine inanalım.”

ALT LİGLERİN 3 YENİ SANTRFORLARI 

ATABEY ÇİÇEK – BOLUSPOR
Türk futbolunda beklentilerin en yüksek olan gençlerden. 95 doğumlu ve 50’ye yakın genç milli oldu. Gençlerbirliği alt yapısından yetişti ve tecrübe kazansın diye devre arasında Boluspor’a kiralandı. PTT 1. Lig’de süre almaya zorlansa da Hakan Şükür’ün tahtına en büyük adaylardan biri olduğu muhakkak. 1,90’a yakın boyu ve yetenekli ayaklarıyla özel bir pivot santrfor. Uzun boyu ve iyi zamanlaması sayesinde kafa toplarında etkili. Boyuna rağmen ağır değil, hatta orta ve uzun mesafede fuleli adımlarıyla hızlı sayılır. İki ayağını da iyi kullanıyor. Bitirici vuruşlarıyla da her daim gole çok yakın. 
MEHMET UMUT NAYİR – ANKARAGÜCÜ
“Diriliş” parolasıyla sezona giren Ankaragücü’nde bu yıl en iyi çıkışı yapan oyuncu oldu. 2. Lig Kırmızı Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren takımda 26 maçta 13 gol attı. 93’lü ve 1,91 boyunda. Güçlü yapısı ve kalıplı fiziği ile sırtı dönük oyunda başarılı. Bunun yanı sıra ayakları çok becerikli. Top alışı ve pozisyon görüşü iyi olduğundan beklenmedik anda gol vuruşu çıkarabiliyor. Fiziğinin de avantajıyla defansın üstüne yüklenebiliyor, kafa toplarına vurabiliyor. Çabuklaşıp hızlanması halinde en büyük pivot santrfor adaylarından biri olabilir.


İBRAHİM YILMAZ – İSTANBUL BB
20 yaşındaki santrfor İBB’nin alt yapısından yetişti. Geçtiğimiz yaz U20 Dünya Kupası’nda oynadı. Genç milli takımlarda da bu güne kadar 70 kez forma giydi. Geçen sezon 3. Lig’de Play-off oynayan Darıca Gençlerbirliği’nde 20 gol attı ve dikkatleri üzerine çekti. Bu sezon PTT 1. Lig’e düşen İBB’de epey süre almaya başladı. Mehmet Batdal’ın arkasında bekliyor çoğunlukla, zaman zaman da 11’de oynuyor. 5 golü var ve final haftalarında yapacağı extra katkı Süper Lig hedefindeki takımında kritik olabilir. Kuvvetli ve defansla boğuşmayı seven bir yapısı var. Tekniği iyi, topu tutmayı ve zorlamayı seviyor. Bu nedenle de bazen etrafındaki uygun arkadaşını göremeyebiliyor.

*FourFourTwo Dergisi Nisan 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder