Buradaki mesele vakadan ziyade sorun olan bir mesele
söz konusu. Ama sadece Beşiktaş için yeni olan bir durum değildir, kariyeri
boyunca da Ricardo Quaresma’nın mütemmim cüz’ü halindedir bu. Ancak şunu da iyi
ayırmak gerekir ki; Quaresma’nın problem hali saha dışı, disiplin, kişilik
özellikleriyle ilgili değildir, baştan sona saha içi ve performans
yetersizliğidir. Kasımpaşa maçındaki el-kol hareketleri ve agresif hali çok
abartılacak bir sıkıntı değildir. Asıl Quaresma’daki mesele futbol
doğrularından uzak performansı ve saha için tercihleri.
Doğal ve ham yetenekleri
bu kadar gelişkin ama bunların aksine bir o kadar da az üretken futbolcu tipi
her daim dert olur takıma, teknik heyete. Yetenekleri itibarıyla hep bir ümit barındırır,
“ha şimdi olur mu, acaba bu defa yapar mı?” diye. Zaman zaman da yapar bunu,
Anatlayspor ve Çaykur Rizespor maçlarında olduğu gibi. Ama bu kadar işte,
sonrası yok. Bu bir kariyer özetidir. Birkaç maç takımın yetenekli bir parçası
olarak etki eder, sonra halı sahada bile sırıtacak işler yapar. Bir türlü
sezonlara yayamadı ve bu seviyede yeteneklerinin karşılığına denk düşen
kariyeri olmadı. “Jose Mourinho bile ondan yararlanamadı!” klişesi çok da
haksız değil.
Bu sezon tekrar transfer edilmesi kadro yapılanması ve
mühendisliği açısından büyük bir hata olmasının yanı sıra, Şenol Güneş gibi
oyuncu yönetimi konusunda üst seviye olan bir teknik adamın olması da bu
durumun şansı. 11 oynattığında bazen devrede çıkardı, bazen de sonradan
yararlanmayı düşündü. Ama net olarak verimiyle doğru orantılı hareket etti
Şenol Güneş. Takımın yetenekli ve üretken bir parçası olarak sahadaysa süre
aldı, onun dışına çıktığı anda da kenara geldi. Yani sezon başında
geldiğindeki, “kurtarıcı, süper yıldız” haline bürünmesiyle doğru orantılı oldu
sahadaki dakikaları. O ruh haline büründüğünde sahada basit ve normal,
dolayısıyla da tek bir girişimi futbol doğrularıyla uyumlu değildi. Oyun ve
futbol zekasına dair tek bir pırıltı görünmez oluyor o anlarda. Yanındakine
bile trivela ile pas verir oluyor.
2 senede bir tane atacak diye de durmadan
trivela denemelerinden de gına gelmedi değil yani! 3 yılı aşkın süredir takım
hali olgunlaşmakta ve futbolu gelişmekte olan Beşiktaş’ın böyle bir futbolcuya
ihtiyacı yok tabi ki. İhtiyaçtan öte takıma zarar verir. Ama artık bu durumu
çok zorlamanın alemi de yok tabi ki; çünkü taraftar ve camia üzerinde
Quaresma’nın “yıldız algısı” güçlü. Yani bir kenara da atılacak hali yok.
Çoktan anlaşılmıştır ki sezon da, Ricardo Quaresma’nın kariyeri de böyle devam
edecek. Burada asıl önemli olan bu sorunu takımın üzerine çıkartmadan yönetmek
ve eğer mümkün olursa da verim almak. Bunu da en iyi yapabilecekler arasında
ilk sıraya yazılacak isim Şenol Güneş elbette ki. Bunun için epey de çaba sarf
ettiği ortada. Ama her haliyle zor ve bıçak sırtı bir mesele.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder