7 Kasım 2015 Cumartesi

Quaresma meselesi!*

Buradaki mesele vakadan ziyade sorun olan bir mesele söz konusu. Ama sadece Beşiktaş için yeni olan bir durum değildir, kariyeri boyunca da Ricardo Quaresma’nın mütemmim cüz’ü halindedir bu. Ancak şunu da iyi ayırmak gerekir ki; Quaresma’nın problem hali saha dışı, disiplin, kişilik özellikleriyle ilgili değildir, baştan sona saha içi ve performans yetersizliğidir. Kasımpaşa maçındaki el-kol hareketleri ve agresif hali çok abartılacak bir sıkıntı değildir. Asıl Quaresma’daki mesele futbol doğrularından uzak performansı ve saha için tercihleri.

Doğal ve ham yetenekleri bu kadar gelişkin ama bunların aksine bir o kadar da az üretken futbolcu tipi her daim dert olur takıma, teknik heyete. Yetenekleri itibarıyla hep bir ümit barındırır, “ha şimdi olur mu, acaba bu defa yapar mı?” diye. Zaman zaman da yapar bunu, Anatlayspor ve Çaykur Rizespor maçlarında olduğu gibi. Ama bu kadar işte, sonrası yok. Bu bir kariyer özetidir. Birkaç maç takımın yetenekli bir parçası olarak etki eder, sonra halı sahada bile sırıtacak işler yapar. Bir türlü sezonlara yayamadı ve bu seviyede yeteneklerinin karşılığına denk düşen kariyeri olmadı. “Jose Mourinho bile ondan yararlanamadı!” klişesi çok da haksız değil. 

Bu sezon tekrar transfer edilmesi kadro yapılanması ve mühendisliği açısından büyük bir hata olmasının yanı sıra, Şenol Güneş gibi oyuncu yönetimi konusunda üst seviye olan bir teknik adamın olması da bu durumun şansı. 11 oynattığında bazen devrede çıkardı, bazen de sonradan yararlanmayı düşündü. Ama net olarak verimiyle doğru orantılı hareket etti Şenol Güneş. Takımın yetenekli ve üretken bir parçası olarak sahadaysa süre aldı, onun dışına çıktığı anda da kenara geldi. Yani sezon başında geldiğindeki, “kurtarıcı, süper yıldız” haline bürünmesiyle doğru orantılı oldu sahadaki dakikaları. O ruh haline büründüğünde sahada basit ve normal, dolayısıyla da tek bir girişimi futbol doğrularıyla uyumlu değildi. Oyun ve futbol zekasına dair tek bir pırıltı görünmez oluyor o anlarda. Yanındakine bile trivela ile pas verir oluyor. 

2 senede bir tane atacak diye de durmadan trivela denemelerinden de gına gelmedi değil yani! 3 yılı aşkın süredir takım hali olgunlaşmakta ve futbolu gelişmekte olan Beşiktaş’ın böyle bir futbolcuya ihtiyacı yok tabi ki. İhtiyaçtan öte takıma zarar verir. Ama artık bu durumu çok zorlamanın alemi de yok tabi ki; çünkü taraftar ve camia üzerinde Quaresma’nın “yıldız algısı” güçlü. Yani bir kenara da atılacak hali yok. Çoktan anlaşılmıştır ki sezon da, Ricardo Quaresma’nın kariyeri de böyle devam edecek. Burada asıl önemli olan bu sorunu takımın üzerine çıkartmadan yönetmek ve eğer mümkün olursa da verim almak. Bunu da en iyi yapabilecekler arasında ilk sıraya yazılacak isim Şenol Güneş elbette ki. Bunun için epey de çaba sarf ettiği ortada. Ama her haliyle zor ve bıçak sırtı bir mesele. 
*05.11.2015'te Akşam Gazetesinde yayımlanmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder