18 Ocak 2013 Cuma

Galatasaray’da kötü futbol ve sorunlar devam ediyor*



Süper Lig’de lider ve Şampiyonlar Ligi’nde son 16’da olan Galatasaray, sezonun en kötü maçlarından birini oynadı ve ikinci yarıya hiç mi hiç hazır olmadığını gösterdi.
Heyecansız, kazanma arzusundan yoksun, rakibine karşı koymaya takati olmayan bir Galatasaray! Sezon başından beri bir türlü oturmayan takım ritmi ve geçen seneyi aratan form durumu. Böyle olunca Lig’in “en olgun oyuncu grubuna” sahip takımlardan biri olan Kasımpaşa karşısında tutunmak mümkün olamaz tabii ki! Hele de 70’ten sonra sahada silikleşen bir takıma dönüşen Galatasaray, farktan kurtuldu. İkinci yarının ilk maçı olmasının verdiği tutukluk olmasaydı Kasımpaşa, muhtemelen çok daha farklı bir galibiyet alabilirdi.


90 dakikanın analizi...

Sahaya çıkan kadrolara baktığımızda Şota’nın planı, Uche ve İbricic dışında ama Özer ve Viunez’in dahil olduğu 8’li bloğu topun arkasına getirip baskı yapmaktı.Öyle de oldu... Galatasaray’ın kendi sahasında pas yapmasına izin veren Kasımpaşa, top orta sahaya geldiğinde her adama 2’li ya da 3’lü, zaman zaman da sertlik dozu (29 faul yaptı) artan baskıyla rakibinin 80’den fazla top kaybı yapmasına neden oldu. Bu kadar çok top kaybı yapınca Galatasaray’ın olgun atak geliştirmesi mümkün olmadı. Kasımpaşa’nın nispeten rahat top yapması ve özellikle sahada kaldığı süre içinde İbricic’in rahat oynamasının temel nedeni, Galatasaray’ın aynı baskıyla karşılık verememesi oldu.



Kasımpaşa’nın sert baskısı Galatasaray’ı oynatmadı!

Durgun başlayan maçta Galatasaray Sabri – Hamit kanadıyla, Elyasa – Özer ikilisine ilk 15 dakikada üstünlük sağladı ve oradan yarattığı 3 pozisyondan birinde Elmander golü attı. Afrika Uluslar Kupası’na giden Eboue’nin yerine oynayan Sabri, takımın iyilerinden biri oldu ve şimdilik bu fırsatı iyi değerlendirdi. Öte yandan Kasımpaşa’nın sert ve etkili presi karşısında ağır oynayan Melo, Selçuk ve Emre çok top kaybı yaptı. “Acaba takıma alışamadı mı?” diye düşünürken 27’de İbricic çok klas bir gol attı. Golde Semih’in iki ayağı üzerinde cepheden yakalanması ve çok çabuk bir futbolcu olmayan İbricic’e vurdurması golü getirdi. Ayrıca bu atakta İbricic’i karşılaması gereken Melo ile Selçuk’un 6 pasa kadar girmesi ve Semih’in orta saha oyuncusuyla karşı karşıya kalması takım savunmasının koordinasyonsuzluğunu (Ujfalusi’nin yokluğu) gösteriyor.

Riera – Emre sol kanadı alarm veriyor!

Bu maç Galatasaray adına Albert Riera’nın sol bek için çözüm olmadığını da bir kez daha gösterdi. Riera, maçın yıldızı olan ve harika bir gol atan Viudez karşısında fazlasıyla etkisiz kaldı. Buna Emre’yi de eklersek, Riera – Emre (Riera - Amrabat da yeterli değil) sol kanadı özellikle Şampiyonlar Ligi için yeterli olmadığını söylemek lazım.



70’ten sonra Kasımpaşa farkı kaçırdı!

Kasımpaşa, 2 becerikli "çapası", Ernst ve Sarmov ile orta sahayı alırken, defansı da çok iyi yapan Özer - Viudez ikilisyle Galatasaray’ın savunma dengesini bozdu. Ligin en iyi tek forvetlerinden biri olan Kalu Uche’nin performansı, tabii ki girilen pozisyonlarda belirleyici oldu. Devre arasında Hamit – Aydın değişikliği pek bir etki yaratmazken, Elmander’in çıkışı ve Şota’nın Adem’i sokmasıyla oyun üstünlüğü bariz bir şekilde Kasımpaşa’ya geçti. 70’ten sonra Galatasaray’ın takım dengesi iyice bozulurken, Kasımpaşa Özer, Viudez, Uche ve Adem gibi "diri" bir dörtlüyle %100 net pozisyonlar buldu, farkı kaçırdı. Bu arada Melo'nun oyundan çıkarken tribünlerde yükselen protestolar, taraftarlar ile futbolcular arasında sorunların yakında olduğunun işaretidir.
Kasımpaşa, Süper Lig bazında baktığımızda ciddi derecede önemli bir kadroya sahip. Hangi takımda Uche, Djalma, İbricic, Viudez, Adem ve Özer gibi etkili ve altenatifli hücum hattı var? Bu isimlerin içinde yer aldığı kadro “büyük maç - küçük maç” ayrımı yapmadan oynaması halinde Kasımpaşa, ligdeki her takımı yenebilecek güçte olduğunu söylemek lazım.


Galatasaray’da sorunlar devam ediyor!

Lig tarihinin en fazla puan kaybının yaşandığı sezonun ilk yarısını lider tamamlaması, ayrıca fikstür ve "şansının" yardımıyla Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya kalması, Galatasaray’ın sorunlarını görmesini ve çözümler üretme iradesini göstermesini engelledi! Kötü futbol zaman zaman eleştirilse de alınan sonuçlar “işler yolunda gidiyor” düşüncesini besledi durdu. Ama durum öyle değildi ve hala değil: Galatasaray’ın kadro yapısının ciddi sorunları var! 8 Ocak’ta bu satırlarda anlattığım gibi, “formsuz önemli oyuncuların çokluğu” takımın en temel derdi. Buna defansın lideri Ujfalusi’nin sakatlığı ve sol bek sorunu eklenince epey yalpalayan bir futbol çıktı ortaya. Sahadaki takım bütünlüğü bozuldu ve Galatasaray "futbolu fazlasıyla kırılgan" bir takıma dönüştü. Beraber oynama hali Fatih Terim’in futbol anlayışında belirleyicidir. Bu sistem formsuz oyuncu kaldırmaz fazla! Oyunculara baktığımızda Elmander dışında, ilk yarının formsuz isimlerinin en önemlilerinden Melo, Hamit ve Selçuk’ta pek bir değişiklik yok. Terim’in ne yapıp ne edip bu önemli futbolcuları toparlaması lazım! Yoksa ne Sneijder, ne de beklenen sol bek transferi çözüm olabilir!

Bülent Yıldırım kötü maç yönetti!

Son olarak Bülent Yıldırım ile ilgili bir kaç şey söylem lazım. Bir hakemin iyi ya da kötü maç yönetmesi sadece karşılaşmanın kaderine etki edecek penaltı, kırmızı kart, ofsayt gibi pozisyonlarda verdiği kararlarla ölçülmez. Bir hakemin kararlarındaki standardı ve oyuna hakimiyeti de performans ölçümünde çok önemlidir. Ki Bülent Yıldırım’ın kariyeri boyunca yönettiği maçlarda en fazla eleştirilen yönleri bunlar oldu hep. Barış Başdaş ile Melo’nun net sarı kartlarını atlaması ve 2 dakika sonra Riera’ya sarı kart göstermesi (Riera’nın kartı doğru) anlatmaya çalıştıklarıma tam oturan örnekler. Hele de 30’a yakın faul yapan (çoğu sert ve olgunlaşması muhtemel atağı engelleyen fauller) Kasımpaşa’nın maçı 11 kişi tamamlaması, Bülent Yıldırım’ın kötü maç yönettiğini söylememiz için yeter de artar.

*http://spor.internethaber.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder