Sadece Ankara Demirspor’un değil, Ankara futbolunun
da en büyük efsanelerinden… 50’lerin sonundan 70’e kadar olan yıllarda
Türkiye’nin en iyi santraforlarından. Demirspor formasıyla 150’ye yakın gol
attı, 1961 – 1962 sezonunda 21 golle 1. Lig gol kralı oldu. 100’ler kulübünün
ilk temsilcilerinden. Demiryolcu bir babanın çocuğu olarak profesyonel
kariyerinde sadece Ankara Demirspor’da oynadı. İstanbul takımları bu Ankaralı
golcüye de sık sık transfer teklifinde bulundu. Hatta yıldızının parladığı
dönemlerden birinde Fenerbahçe kendisini çok ister ancak kulağına fısıldanan,
“babanı işten atarız” gözdağıyla gitmekten vazgeçer. 70’te futbolu bıraktıktan
sonra 78’e kadar kulüpte o günkü adıyla menajerlik, yani bir nevi sportif
direktörlük yaptı.
İnsan olarak herkesin derdine yetişenlerdenmiş Fikri
Elma. Çok sevilen, büyük saygı gören biriymiş. Ama saha içindeki golcü Fikri
epey bir aksiymiş. Aksi olmasının yanı sıra “bencil bir golcü” olarak da
anlatılıyor takım arkadaşlarınca. “Tüm toplar ona verilsin, tüm golleri kendisi
atsın isterdi” diyor ona en fazla asist yapanlardan sol açık Celal. Forvette 6
sene beraber yan yana oynadığı ve aynı semtte büyüdüğü çocukluk arkadaşı
Abdullah da hemen bir anıyla destek veriyor: “Ben gol atardım, “bana niye pas
vermedin” derdi, sinirlenirdi. Gol konusu olunca işler değişirdi Fikri’de. 1959
senesinde İstanbul’da Karagümrük maçı oynuyoruz. 3-2 yendik ve 3 golü de ben
attım. Ama maç boyunca durmadan bağırıp çağırdı bana, ona niye vermiyorum da
kendim atıyorum diye.”
“Ama Fikri abi harika bir insandı” deyip araya
giriyor Haldun ve hemen ekliyor: “Saha dışında melaike bir insandı. A’dan Z’ye
her şeyle ilgilenirdi. Mesela deplasmana gittiğimizde otobüste sabaha kadar
uyumazdı, şoför uyuyakalmasın diye. Sabah da gelir uykusuz işe giderdi.
Herkesle ilgilenir, herkesin derdini kendi derdi yapardı.” Fikri Elma’nın 5 yıl
menajerliğini yaptığı takım kaptanı Haldun, “Gol Kralı Fikri”nin futboldaki
aksiliğini biraz da disiplinine veriyor: “60’larda küçük bir çocuk olarak
Demirspor’un tüm antrenmanlarını izlemeye giderdim. Dün gibi hatırlarım,
Ankaragücü sahasındaki bir idmanda lakayt davranan birine kızdı ve inanır
mısınız onu taşla kovaladı.”
Futbolu bırakışı da kulüpten ayrılışı da buruk ve
gönülsüz oldu Fikri’nin. İlla Yugoslav antrenör Gayda’nın yardımcısı yapılmak
istenince zoraki futbolu bıraktı. “Ama Fikri’siz Demirspor olamazdı o yıllarda”
diyor ve anlatıyor dönemin genç oyuncusu Sedat Boğaz: “Fikri abiye
bıraktırdılar ama ondan sonra da takım gol atamaz oldu. Orta sıralardan,
düşmeye doğru gitmeye başladık. Koskoca Demirspor küme düşecek neredeyse. Bütün
oyuncular toplandık, futbola döndürmek için Fikri abiye gittik. Yalvar yakar
bir şekilde ikna ettik. Son maçlarda oynadı ve takım toparlandı. Hatta yenilsek
küme düşeceğimiz maçta Galatasaray’a 2 gol attı, 2-1 kazandık da ligde kaldık”
Özellikle kulüpte yaşadığı anlaşmazlıklar ve
ekonomik sorunları deneniyle 78 yılında 20 yılını verdiği Demirspor’dan kırgın
bir şekilde ayrıldı. İlhan Cavcav’ın Gençlerbirliği’ne başkan olmasıyla
Gençlerbirliği’nde yöneticilik ve tesis müdürlüğü yaptı. Gençlerbirliği’nin
tesisleşme ve kurumsallaşmasına çok emek verdi. 99’daki vefatından sonra da
Gençlerbirliği kulübü, Beştepe’deki tesislerinde Fikri Elma’nın adını bir
sokağa verdi. Ankara futbolu ve Ankara Demirspor’un tarihine damga vurmuş en
önemli figürlerden biri oldu Gol Kralı Fikri. Yıllarca Gençlerbirliği’nde görev
yapsa da, hatta “aslında Ankaragücü’nü tutuyordu” diye anlatılsa da hiç
kuşkusuz o Demirsporludur ve bilenler bilir; Fikri Elma demek Demirspor
demektir.*FourFourTwo Dergisi 2013 Temmuz sayısında yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder