(2014 Dünya Kupası Yazıları)
Grubun da günün de gölgede kalan maçı olunca başlık
da böyle olmuş oldu. Tıpkı büyük turnuvalarının pek hatırlanmayan 3’üncülük
maçları gibi. Buna üçüncülük maçı gözüyle bakınca da haliyle Brezilya ile
Hırvatistan’ı da ilk ikiye yazmış olduk böylece. Takımlar da aksine dönük pek fazla
bir işaret vermedi açıkçası.
Güzel ve gollü futbol için Natal’da yağmur da elinde
geleni yaptı ama ilk yarıda ağlara giden 3 top skoru değiştirmeye yetmedi. (üçü
de ofsayttı)
Beklentileri karşılayacak 10 numara olamadı bir
türlü belki ama çift forvette Oribe Peralta’nın iyi bir partneri olmuş gibi göründü
Giovani dos Santos. Ofsayta takılmasa 2 golü bile vardı daha ilk yarıda.
Marquez – Rodriguez – Moreno gibi ayağı iyi üçlü
defansın önünde Herrera, Varquez – Guardado orta sahası olunca topu rakibine
fazla vermedi Meksika. (uzun süre topa sahip olma oranı yüzde 70’e yakındı)
Kamerun açıldı golü yedi!
İkinci yarıda biraz başına kaldırmaya niyetlenince
Kamerun, golü de kalesinde gecikmeden gördü. Giovani dos Santos alıştığımız
gibi karşı karşıya kaçırdı ama bu kez arkadan gelen Oribe Peralta golü yaptı. 30
yaşındaki golcü bir Hugo Sanches değil belki ama Meksika’nın 2’nci tura
çıkabilmek için en güvendiği isim.
Üçgenleri çabuk kuran, kısa pasları etkili yapan,
topu da ayağında iyi tutan bir takım görüntüsü verse de Meksika’nın
Hırvatistan’ı geçip gruptan çıkması biraz zor görünüyor.
Marquez hep kaptan!
Bu maç hatırlanacaksa eğer oynanan futboldan olmayacağı
belli de, bekli kaptanının kırdığı rekorla akıllarda kalabilir.
2002, 2006 ve 2010’un ardından dördüncü kez Dünya
Kupası’na gelen Rafael Marquez, Kamerun maçıyla birlikte sahaya 13’üncü kez
kaptan olarak çıktı ve bu alanda rekor kırdı. 35’ine gelmiş olsa ve artık Meksika
Ligi’nde oynasa da, topu oyuna sokması ve topla hücuma katılmasıyla Barça yıllarını
hatırlatmaktan geri durmadı.
Eto’o bitmiş!
Oktay Derelioğlun’nun Türk futbol literatürüne
kattığı bu söz, Kamerun efsanesi için biraz fazla mı olur bilinmez ama eski
günlerinden epey uzak olduğu da aşikar. Mahallenin irice ama biraz da yaşı olan
abileri topu alır ve gücüne kuvvetine güvenerek ite-kaka dalar ya rakip
oyuncuların arasına, öyle bir hali vardı sanki maç boyunca. Çalım ve feyk denemelerinden
ziyade debelenmeye daha çok benziyordu sahada yaptıkları. Tabi ilk yarıdaki
direği sıyıran sert ayak içi plasesini saymazsak.
Bizimkilerden Charles Itandje, Sammy Ndjock, Cedric
Djeugoue, Dany ve Pierre Webo’nun yer aldığı Afrika Aslanları’nın ilk maçlar
sonunda grubun zayıf halkası gibi göründü fazlasıyla.
*http://fourfourtwo.com.tr/2014/06/13/ucunculuk-macinin-galibi-meksika/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder