26 Ocak 2013 Cumartesi

Fenerbahçe takım olma yolunda ilerlerken, kötü futbola devam ediyor*


Liderin 5 puan gerisinde haftaya giren Fenerbahçe’de Aykut Kocaman, artık alışılageldiği üzere yine temkinli, kontrollü ve defansif tedbirlerin fazlasıyla alındığı bir kadroyla çıktı Gaziantep deplasmanına.
Mehmet Topal, Meireles, Mehmet Topuz ve Cristian’dan oluşan net bir savunma orta sahası. Büyük bir takımda ya da şampiyonluğa oynayan bir takımda bu dörtlüden sadece ikisinin sahada olması beklenir. Önde ise Sow ve onu destekleyen Kuyt. Yani kısaca Kocaman’ın planını, “önce durdurup, ardından fırsat olursa, atıp kazanmak” olarak özetlersek haksızlık yapmış olmayız. Bu oyun tarzını beğenip beğenmemek herkeze göre değişir elbet. Bu ayrı bir konu, sonuçta Aykut Kocaman’ın tercihidir ve saygı duymak lazım! Ama en azından bu oyunu uygulayabilse Fenerbahçe, yani bari sonuca gitse ya da bu strateji biraz tutsa eleştiriler bir yerde dururdu belki. Ama o da olmuyor; takım pozisyona girmekte zorlanırken, kalesindeki tehlikeler de eksik olmuyor.


90 dakikanın analizi...

Rakip Süper Lig’in en problemli kulüplerinden biri. Sezon başından beri ciddi parasal sorunlarla boğuşuyor Gaziantepspor. Futbolcular aylardır doğru dürüst para almadan oynuyor. Bu tabloda beraberliğe daha çok ihtiyacı olan taraf Gaziantepspor’du, ama rakibinin aksine Hikmet Karaman Cenk Tosun, Turgut Doğan ve Sernas gibi 3 tane net forvetle çıktı sahaya.
İlk yarıda oyun üstünlüğünü bir türlü alamayan Fenerbahçe’de, hücuma dönük oynayan Cristian kötü oynadı ve dolayısıyla çok etkisiz kaldı. Arzulu oyununa ve rakibini zorlamasına rağmen Mehmet Topuz da çok verimli olmadı. Kuyt her zamanki gibi çalışkandı, ama yalnız kalınca top kayıpları fazla oldu. Tek gol ümidi Sow ise çok yalnız kaldı ve yine extrem vuruş denemelerinin ötesine geçemedi. Bu arada söylemeden geçmek olmaz; Sow rövaşata girişimlerini abartamaya başladı artık. Yarım metre yükseklikteki topa da rövaşata yapıyor.
Ortada ve temposuz devam eden maçta pozisyonlara giren Karaman’ın ekibi oldu. 32’de yeni transfer Litvanyalı Darvydas Sernas %100 net pozisyonu kaçırdı ama 42’deki kontrada golü attı. İlk yarı 1-0 biterken, Fenerbahçe pozisyona girmekte zorlandı ve dağınık bir görüntü verdi.


“Nöbetçi Golcü”nün girmesi dengeleri değiştirdi!

İkinci yarıya çıkarken Kocaman, Orhan Şam’ın yerine küskün dönemini geride bırakan Semih Şentürk’ü oyuna aldı. Topuz sağ beke, Semih santrafora, Kuyt ile Sow ise ön kenarlara geçti. Semih girer girmez ceza sahasında ite kaka 1-2 karambol yarattı ve defansın dengesini hemen bozdu.
Kamil Ocak’taki kırılma dakikası hiç kuşkusuz 54’tü. Kontra atakta Cenk Tosun, maçı bitirebilirdi ama bomboş Medunjanin’e vermedi ve çok kötü bir vuruş tercihi yaptı. Her topun, her atağın ne kadar değerli olduğunu unutmamak lazım. Cenk Tosun’un yanlış tercihinin bedeli takımı için ağır oldu. Ve bu pozisyondan 10 dakika sonra Sow, üst sınıf bir golcü olduğunu yine gösterdi. Sırtı kaleye dönük ve üstelik markaj altındayken, neredeyse 180 derecelik bir açıyla tekte yaptığı süper gol vuruşuyla Fenerbahçe’yi maça ortak etti. Moral bulan Fenerbahçe bu dakikadan sonra daha istekli oynamaya başladı.
75’ten sonra iki takımda da bloklar iyice bölündü. Fenerbahçe’de 6 oyuncu defansta kalırken,  4 futbolcu da önde kaldı. Defanstaki 6’lı çıkmadı, öndeki 4’lü fazla geri gelmedi. Gaziantepspor ise Turgut Doğan’ın taşıdığı toplarla fırsatlar yakaladı ama final paslarını iyi yapamadı. Bomboş kalan orta sahayı iki takım da rahat geçmeye başladı. Bu dakikalarda pozisyon arayan, orta sahaya yardım eden ve geriye gelip top çıkartan Semih Şentürk 82’nci dakikada, EURO 2008’deki unutulmaz Hırvatistan maçını andıran bir vuruşla golü attı. Bu golle Fenerbahçe, kötü futboluna rağmen kazandı ve önemli bir deplasmanı geride bıraktı.


Adım adım takım olmaya doğru!

Aykut Kocaman’ın istifasından dönüş sürecinde futbolcuların aldığı sorumluluk, Kupa’daki Bursaspor maçında gol atan 18’lik Beykan Şimşek’in omuzlara alınması, 1 buçuk yıldır Kocaman ile sorunlar yaşayan ve küskünleri oynayan Semih Şentürk’ün dönüşü takım içinde havanın iyiye gittiğini bize anlatan göstergelerden. Kötü futbol oynadığı ve 2-0 yenik duruma düştüğü Elazığspor maçında geri dönmesi, Antep maçındaki kötü ilk yarının ardından maça asılması takım olgusunun sonuçlarıdır. Eğer böyle giderse, yani Fenerbahçe takım olma yolunda ilerlerse, sarı lacivertlilerin şampiyonluk yarışında en büyük kazancı olacak. Tabii ki bu her şey yolunda demek değildir! Fenerbahçe’nin kötü oynadığı bariz ortadayken, “işler yolunda” demek saçma olur. Zaten Aykut Kocaman’ın oyun anlayışı ve kendi oluşturduğu mevcut kadro yapısından etkili, maça hükmeden ve göze hoş gelen bir futbol beklememek lazım. Bu durumun değişmesi de ancak Alex gibi (Belhanda buna uygun bir oyuncu) yetenekleri, formu ve skora yaptığı doğrudan etkiyle Kocaman’ı zorlayarak, takımın oyun karakterini değiştirebilir (değiştirtebilir).  

Mustafa Kamil Abitoğlu penaltıyı atladı!

İkinci yarıda Egemen’in Cenk’i düşürmesini hakem Mustafa Kamil Abitoğlu penaltıya değer görmedi. Abitoğlu, sahanın herhangi bir yerinde kesin olarak faul çalacağı pozisyonda penaltıyı vermedi. Genel olarak vasat bir maç yöneten Abitoğlu, maçın sonucuna etki etti.

*http://spor.internethaber.com'da yayınlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder