Süper Lig’de lider ve Şampiyonlar Ligi’nde son 16’da
olan Galatasaray, sezonun en kötü maçlarından birini oynadı ve ikinci yarıya
hiç mi hiç hazır olmadığını gösterdi.
Heyecansız, kazanma arzusundan yoksun, rakibine
karşı koymaya takati olmayan bir Galatasaray! Sezon başından beri bir türlü
oturmayan takım ritmi ve geçen seneyi aratan form durumu. Böyle olunca Lig’in
“en olgun oyuncu grubuna” sahip takımlardan biri olan Kasımpaşa karşısında
tutunmak mümkün olamaz tabii ki! Hele de 70’ten sonra sahada silikleşen bir
takıma dönüşen Galatasaray, farktan kurtuldu. İkinci yarının ilk maçı olmasının
verdiği tutukluk olmasaydı Kasımpaşa, muhtemelen çok daha farklı bir galibiyet
alabilirdi.
90 dakikanın analizi...
Sahaya çıkan kadrolara baktığımızda Şota’nın planı,
Uche ve İbricic dışında ama Özer ve Viunez’in dahil olduğu 8’li bloğu topun
arkasına getirip baskı yapmaktı.Öyle de oldu... Galatasaray’ın kendi sahasında
pas yapmasına izin veren Kasımpaşa, top orta sahaya geldiğinde her adama 2’li
ya da 3’lü, zaman zaman da sertlik dozu (29 faul yaptı) artan baskıyla
rakibinin 80’den fazla top kaybı yapmasına neden oldu. Bu kadar çok top kaybı yapınca
Galatasaray’ın olgun atak geliştirmesi mümkün olmadı. Kasımpaşa’nın nispeten
rahat top yapması ve özellikle sahada kaldığı süre içinde İbricic’in rahat
oynamasının temel nedeni, Galatasaray’ın aynı baskıyla karşılık verememesi
oldu.
Kasımpaşa’nın sert baskısı Galatasaray’ı oynatmadı!
Durgun başlayan maçta Galatasaray Sabri – Hamit
kanadıyla, Elyasa – Özer ikilisine ilk 15 dakikada üstünlük sağladı ve oradan
yarattığı 3 pozisyondan birinde Elmander golü attı. Afrika Uluslar Kupası’na
giden Eboue’nin yerine oynayan Sabri, takımın iyilerinden biri oldu ve şimdilik
bu fırsatı iyi değerlendirdi. Öte yandan Kasımpaşa’nın sert ve etkili presi
karşısında ağır oynayan Melo, Selçuk ve Emre çok top kaybı yaptı. “Acaba takıma
alışamadı mı?” diye düşünürken 27’de İbricic çok klas bir gol attı. Golde
Semih’in iki ayağı üzerinde cepheden yakalanması ve çok çabuk bir futbolcu
olmayan İbricic’e vurdurması golü getirdi. Ayrıca bu atakta İbricic’i
karşılaması gereken Melo ile Selçuk’un 6 pasa kadar girmesi ve Semih’in orta
saha oyuncusuyla karşı karşıya kalması takım savunmasının koordinasyonsuzluğunu
(Ujfalusi’nin yokluğu) gösteriyor.
Riera – Emre sol kanadı alarm veriyor!
Bu maç Galatasaray adına Albert Riera’nın sol bek
için çözüm olmadığını da bir kez daha gösterdi. Riera, maçın yıldızı olan ve
harika bir gol atan Viudez karşısında fazlasıyla etkisiz kaldı. Buna Emre’yi de
eklersek, Riera – Emre (Riera - Amrabat da yeterli değil) sol kanadı özellikle
Şampiyonlar Ligi için yeterli olmadığını söylemek lazım.
70’ten sonra Kasımpaşa farkı kaçırdı!
Kasımpaşa, 2 becerikli "çapası", Ernst ve
Sarmov ile orta sahayı alırken, defansı da çok iyi yapan Özer - Viudez
ikilisyle Galatasaray’ın savunma dengesini bozdu. Ligin en iyi tek
forvetlerinden biri olan Kalu Uche’nin performansı, tabii ki girilen
pozisyonlarda belirleyici oldu. Devre arasında Hamit – Aydın değişikliği pek
bir etki yaratmazken, Elmander’in çıkışı ve Şota’nın Adem’i sokmasıyla oyun
üstünlüğü bariz bir şekilde Kasımpaşa’ya geçti. 70’ten sonra Galatasaray’ın
takım dengesi iyice bozulurken, Kasımpaşa Özer, Viudez, Uche ve Adem gibi
"diri" bir dörtlüyle %100 net pozisyonlar buldu, farkı kaçırdı. Bu
arada Melo'nun oyundan çıkarken tribünlerde yükselen protestolar, taraftarlar
ile futbolcular arasında sorunların yakında olduğunun işaretidir.
Kasımpaşa, Süper Lig bazında baktığımızda ciddi
derecede önemli bir kadroya sahip. Hangi takımda Uche, Djalma, İbricic, Viudez,
Adem ve Özer gibi etkili ve altenatifli hücum hattı var? Bu isimlerin içinde
yer aldığı kadro “büyük maç - küçük maç” ayrımı yapmadan oynaması halinde
Kasımpaşa, ligdeki her takımı yenebilecek güçte olduğunu söylemek lazım.
Lig tarihinin en fazla puan kaybının yaşandığı
sezonun ilk yarısını lider tamamlaması, ayrıca fikstür ve "şansının"
yardımıyla Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya kalması, Galatasaray’ın sorunlarını
görmesini ve çözümler üretme iradesini göstermesini engelledi! Kötü futbol
zaman zaman eleştirilse de alınan sonuçlar “işler yolunda gidiyor” düşüncesini
besledi durdu. Ama durum öyle değildi ve hala değil: Galatasaray’ın kadro
yapısının ciddi sorunları var! 8 Ocak’ta bu satırlarda anlattığım gibi,
“formsuz önemli oyuncuların çokluğu” takımın en temel derdi. Buna defansın
lideri Ujfalusi’nin sakatlığı ve sol bek sorunu eklenince epey yalpalayan bir
futbol çıktı ortaya. Sahadaki takım bütünlüğü bozuldu ve Galatasaray
"futbolu fazlasıyla kırılgan" bir takıma dönüştü. Beraber oynama hali
Fatih Terim’in futbol anlayışında belirleyicidir. Bu sistem formsuz oyuncu
kaldırmaz fazla! Oyunculara baktığımızda Elmander dışında, ilk yarının formsuz
isimlerinin en önemlilerinden Melo, Hamit ve Selçuk’ta pek bir değişiklik yok.
Terim’in ne yapıp ne edip bu önemli futbolcuları toparlaması lazım! Yoksa ne
Sneijder, ne de beklenen sol bek transferi çözüm olabilir!
Bülent Yıldırım kötü maç yönetti!
Son olarak Bülent Yıldırım ile ilgili bir kaç şey
söylem lazım. Bir hakemin iyi ya da kötü maç yönetmesi sadece karşılaşmanın
kaderine etki edecek penaltı, kırmızı kart, ofsayt gibi pozisyonlarda verdiği
kararlarla ölçülmez. Bir hakemin kararlarındaki standardı ve oyuna hakimiyeti
de performans ölçümünde çok önemlidir. Ki Bülent Yıldırım’ın kariyeri boyunca
yönettiği maçlarda en fazla eleştirilen yönleri bunlar oldu hep. Barış Başdaş
ile Melo’nun net sarı kartlarını atlaması ve 2 dakika sonra Riera’ya sarı kart
göstermesi (Riera’nın kartı doğru) anlatmaya çalıştıklarıma tam oturan
örnekler. Hele de 30’a yakın faul yapan (çoğu sert ve olgunlaşması muhtemel
atağı engelleyen fauller) Kasımpaşa’nın maçı 11 kişi tamamlaması, Bülent
Yıldırım’ın kötü maç yönettiğini söylememiz için yeter de artar.
*http://spor.internethaber.com/
*http://spor.internethaber.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder