Evet, gerçekten öyle, artık bir karar vermeli aksi
durumda hem kendisi hem de takımı için kum saati işlemeye başlayacak, belki de başladı
bile. Ajax maçı ve Galatasaray maçının ilk yarısında biraz da olsa olumlu işler
vardı sahada. Ama artık rakibinin öneminin kalmadığı noktada Pereira. Süper Lig
ya da UEFA Avrupa Ligi, Osmanlıspor ya da Ajax meselesini geçti Fenerbahçe’deki
durum. Elbette ki, Türk futbol tarihinin en büyük transfer harekatını yapmış
bir takıma karşı sabırsızlık etmemek lazım, muhakkak ki takım olmak süreç ve
zaman isteyen bir şeydir. Ancak belli bir anlayışın, planın, teknik adam
tercihinin, kararlılığının ve gidişatının olması gerekiyor ki takımın mesafe
alması için zaman ve sabır faktörünün önemi olsun. Sorun da tam bu noktada
zaten. Vitor Pereira ne kadro, ne teknik/taktik ve oyun anlayışında bir karar
verebilmiş değil.
Fenerbahçe nasıl oynayacak? Takımın ideal 11’i olmasa da en
azından temel bir iskeleti kimlerden oluşacak? Direkt sonuca giden bir takım mı,
topa sahip olan ve pasa dayalı bir takım mı, defansif mi ya da ilk geldiğinde
kendisinden yola çıkılarak yapılan benzetmeyle “çılgın ve hücumcu” bir takım mı
olacak? Bu basit soruların hiç birinin net bir yanıtı yok Fenerbahçe’de. 28
Temmuzdan beri 16 tane resmi maç oynamış ve 2 milli ara geçirmiş bir takım bu nihayetinde.
Teknik adam karar ve tercihlerini görmek açısından, en azından niyetini anlamak
ve görmek bakımından az da zaman sayılmaz 3 aya yakın geçen süre.
Kadro,
diziliş ve kabaca oyun felsefesinde defalarca değişikliğe gitti Pereira. 2-3
maçta mı oturmasını bekliyordu tercihlerinin ya da bu kadar kolay mı
vazgeçebiliyor tercihlerinden? Her iki durumda da sorun büyük. Buna baskının
artması ve istenen futbolun gelmemesi karşısında bunlarla baş etmekte
zorlanması da eklenebilir. Sezon başındaki “süper özgüvenli, şakacı, renkli, çılgın”
futbol adamından eser yok. Şimdi kendi antrenman metotlarını öven, kendisinin aslında
ne kadar iyi bir teknik direktör olduğunu anlatan, neşeden uzak ve endişeli bir
teknik adam var. Ayrıca oyuncu gurubunu yönetmede, özellikle de yıldız (Robin van
Persie krizi baştan sona oyuncu yönetimi eksikliğidir) yönetiminde sıkıntılar
yaşaması, daha doğrusu bunlarda bocalaması da eklenince işin içinden çıkılmaz
bir hal alıyor durum.
Yani kısaca; Vitor Pereira’nın önünde takımına dair temel
ve önemli pek çok konuda kendi futbol değerleri ve doğruları yönünde vermesi
gereken kararlar, yapması gereken tercihler var. Daha da önemlisi bu karar ve
tercihlerinde ısrar etmesi gerekliliğidir. Ve tabi ki bu karar ve tercihlerinin
Fenerbahçe kadro yapısı, Türkiye ve Avrupa Ligi’ne göre doğru ve iyi sonuç
veren olması gerekiyor. Yoksa kendisi artık geri dönülmez bir biçimde tartışılmaya
başlanacağı gibi Fenerbahçe’nin yarısı değişen bu kadronun takım halini alması
gittikçe zorlaşacak ve kaosa doğru bir gidişat uzak bir ihtimal olmaktan
çıkacak.
* 29 Ekim 2015'te Akşam Gazetesinde Yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder