SÜPER
LİG’DE REİS ZAMANI**
Nihayet
Süper Lig’desin, ne söyleyeceksin?
Geçen sene belki oynayabilirdim Süper Lig’de Balıkesirspor’la
ama oluşmayan şartlar ve bazı sıkıntılardan dolayı yine nasip olmadı. Artık bu
sene Osmanlıspor’la Süper Lig’e çıktım. Hedefim tabi ki oynamak. Çünkü 31
yaşında oldum ve orayı yaşayıp, oranın hazzını almak istiyorum.
Son
2 sezona baktığımızda PTT 1. Lig’in en büyük yıldızlarından birisin, artık Süper
Lig için hazır hissediyor musun?
Tabi ki eksiklerim var, ama kendimi geliştiriyorum. İnsanlarda
az koştuğuma dair bir algı var, hani o damgayı yedikten sonra onu
değiştiremiyorsun ya, işte öyle bir şey benimki. Ama baktığımız zaman 10 km’nin
üzerinde koşmuşum. Biraz daha bunu yukarı çıkarmak lazım ve tabi ki doğru
koşmak gerekiyor. Hani boş koşmaktansa doğru koşmak benim için daha önemli.
Bir
10 numara olarak Süper Lig’deki takımlar içerisinde kendini nereye koyuyorsun?
Sıralama yaparsan belki ilk 5’te olurum. Çok
kaliteli yabancılar transfer ediliyor ve bu oyuncular çok büyük kulüplerde kariyer
yapmış futbolcular. Ama farklı bir örnek var önümüzde: Bilal Kısa. Nereden
nereye geldi ve Galatasaray’a transfer oldu. Biraz şans yakalarsam benzer bir
grafik gösterebileceğimi düşünüyorum.
Trabzonspor’un
alt yapısından yetiştin, 20’ye yakın milli oldun, hatta Olimpik Milli takımda
oynadın, aslında hep de bilinen bir oyuncuydun. Süper Lig için niye 10 senelik bir
gecikme yaşadın?
Gençlik hataları diyebiliriz. Paralar ödenmediğinde
ya da forma şansı verilmediğinde çalışmıyorduk, çok kolay salıyorduk kendimizi.
Böyle böyle baktım 3-4 sene kendime zarar vermişim hep. Konya Şekerspor’da
kendimi toparlamaya ve futbolcu gibi hareket etmeye başladım.
Hatta
o dönemlerde Olimpik Milli takımda Arda ile birlikte oynadınız...
Evet, o süreçleri daha iyi değerlendirebilirdim ama
bazen kırılma anları da farklı gelişebiliyor. Biz o Olimpik Milli takımdan
geldikten sonra Arda Manisaspor’a verildi, ben Kocaelispor’a gittim kiralık
olarak. Arda giderken Galatasaray sözleşmesine madde koydurdu; bu adamı 15-20 maç
oynatılacak diye. Ama ben Kocaeli’ne gittiğim zaman beni ne arayan oldu ne
soran.
Benim
de katıldığım bir görüş sık sık dile geldi geçen sezon: Muhammet Reis olsaydı Balıkesirspor
10 puan fazla alırdı ve kümede kalırdı. Katılıyor musun buna?
Çok net, kesinlikle ben de öyle düşünüyorum. Mesela bir
örnek vereyim; iş adamları 100 bin lira pirim toplamıştı bir maçtan sonra.
Normalde kulüp ya da başkan dağıtır ya bu parayı. Yönetim ve başkan ile
görüşüp, “Bu parayı ben dağıtacağım” dedim. Tüm kulüp çalışanlarını içine
alarak, yani futbolcularla birlikte toplam 45 kişiye eşit olarak dağıttık o
primi. Bireysel olarak verebileceğim katkının yanı sıra takım kaptanı olarak
Balıkesir’de çok farklı bir yerim ve etkim vardı. Harika bir ortamımız vardı.
Bunlar önemlidir bir takım için.
Bir
forvet arkası olarak ilk sezon Süper Lig’de hedefin nedir, yani ne kadar
oynarsan, kaç gol kaç asist yaparsan başarılı olarak göreceksin kendini?
En kötü 15 maç direkt oynamak hedefim. Skor olarak
da 10 gol, 7-8 asist yapabilirim. 15 maç derken de temkinlilik olsun diye
diyorum, bir başlayalım sezona da orası hiç belli olmaz. (gülüyor)
Bilal
Kısa örneğinden yola çıkarsak tekrar, buna benzer bir hikayeyi mi yoksa PTT 1.
Lig’in en büyük yıldızı olarak kalmayı mı tercih edersin?
Ben kendime güveniyorum, “Bilal Kısa” benzeri biri olmaktan
yanayım. Diyorum ki, ah keşke şu kafa yapım 25-26 yaşımda olsaydı da öyle
çıksaydım Süper Lig’e. Hiç önemli değil, kim olursa olsun, hangi takım olursa
olsun. (epey duraksıyor, susuyor)
Artık
31 yaşındasın ve yaklaşık 4-5 sene daha var önünde. Sonrası için kafanda bir
şeyler var mı?
Öncelikle gücümün yettiği yere kadar oynayacağım. Fiziğimin
gitmediği yerde de bırakırım, ısrar etmeye, rezil olmaya gerek yok. Sonrasında ise
hedefim antrenörlük. Hatta esprisini de yapıyorum takımdaki gençlere, “20
metreden uzun ara pası atanları takıma almayacağım” diye. Türkiye’de adından
söz ettirecek bir teknik direktör olmayı planlıyorum. Ona göre hazırlanıyorum
da. Mesela benim büyük bir defterim var, yaptığımız farklı çalışmaları,
antrenman metotlarını oraya not ediyorum.
Çok
kafanda var mı bilmiyorum ama yeni bir transfer şekli çıktı Türkiye’de, daha
önce yoktu böyle bir şey. Önce Salih Uçan, şimdi de Batuhan Altıntaş, Enes
Ünül, Cerem Talha Dinçer, Doğan Erdoğan gibi kendini henüz üst seviyede tam
anlamıyla kanıtlayamamış gençler Avrupa’ya transfer oldu. Bunun tersini
düşünürsek, sen geç bir yaşta gitmeyi düşünür müsün?
Çocuklar için harika bir şey olduğunu söyleyeyim
öncelikle. Bu örneklerin çoğalması gerekiyor. Benim açımdan da bir önceki sene
Balıkesir’de böyle bir konu gündeme geldi menajer aracılığıyla. Azerbaycan’dan
teklif gelmişti ama ben oraya çok sıcak bakmadım. Bu yaştan sonrada artık
zannetmiyorum. Artık, “yaşı küçük olsun, fiziği iyi olsun” diye bakılıyor, yaş geçtikçe
artık sıkıntı oluyor. O yüzden sanmıyorum.
Fotoğraf: Simge Koca
*FourFourTwo Dergisi Ağustos 2015 Sayısında Yayımlanmıştır.
**Muhammet Reis, derginin yayımlanmasının ardından transferin son günlerinden Kardemir Karabükspor'la anlaştı ve Süper Lig fırsatını bir kez daha kaçırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder