Üst
üste 4’üncü şampiyonluk için tebrik ederim. Nasıl bir sezon oldu?
Çok teşekkür ederim. İyi bir sezon geçirdik, zorlu
bir sezon geçirdik. Çünkü bu yıl ilk defa Şampiyonlar Ligi’nde yer aldık. Ve şu
görüldü ki Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid, Liverpool ve Basel’e karşı
oynadıktan sonra ligde daha da zor olmaya başladı her şey. Çok büyük fark olan
iki seviye arasında zihinsel olarak güçlü durmak en önemli yapmamız gereken
şeydi. Ama şunu söylemem gerekiyor ki, önceki sezon UEFA Avrupa Ligi’ndeki
sürecimiz bizi geliştirdi ve bunun katkısını gördük. Rahatlıkla görüldü ki
Bulgaristan’ın en iyi, en güçlü takımı biziz.
Sürecin
de başından beri Ludogorets’te olan biri olarak inanılmaz 4 yıl için ne
söylersiniz?
Bulgar futbolu ve Bulgaristan seviyesi için
Ludogorets inanılmaz bir sıçrama, bir gelişim oldu. Çünkü 2’nci ligi de
sayarsak 5 yıllık olağanüstü bir dönem yaşadık. Bir kulübün nasıl yönetileceği,
nasıl doğru planlamayla başarı yakalanacağını göstermiş olduk. Kiril ve Georgi
Domuschiev kardeşler doğru bir ekiple, doğru bir yol belirlediler. Kulüpte
herkes ne yapacağını, nasıl çalışacağını çok iyi biliyor. Ludogorets’in kulüp
olarak en önemli gücü bu.
Dediğiniz
gibi Bulgaristan futbol tarihini değiştirdiniz. Peki, nasıl oldu?
Ludogorets alt liglerde mücadele ederken Razgradlı
olan bir adam çok kritik bir rol oynadı: Alexandır Alexandrov ki o şu anda
kulübün başkanı. O yıllarda kulübe sahip çıkıp küçük küçük katkılar yaparak
kulübü ayakta tutmayı başarıyor. Kiril ve Georgi kardeşlere bu projeyi
götürüyor ve yükseliş tam anlamıyla başlıyor. Başlangıçta ne iyi bir stadyum ne
de tesis vardı. Takım 35 km mesafedeki Popovo’da (Bulgaristan için ciddi mesafe
bu) oynuyordu maçlarını. Şunu bugünden geriye bakarak net olarak söyleyebilirim
ki; biz bu başarıyı bekliyorduk. Planladık çünkü bunu. Harika bir oluşum
yaratıldı. Muhteşem bir atmosfer vardı daha ilk günden. O nedenle hiç şaşkın
değiliz, yaptıklarımızın karşılığını aldık sadece.
Önceki
sezon UEFA Avrupa Ligi’nde başarılı maçlar oynadınız, bu sezon da ilk kez
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ettiniz. Avrupa’nın nasıl bir etkisi oldu
Ludogorets’in üzerinde?
İlk olarak bu çok büyük bir başarıdır takımımız
için. Ligdeki bu şampiyonluklardan, kazanılan kupalardan sonra sıra oraya
gelmişti ve olmalıydı. Avrupa Ligi’nde grubu lider bitirince artık başka
seviyeye geçmeye hazır olduğumuz gördük. O seviye de elbette ki Şampiyonlar
Ligi gruplarıydı. Ayrıca Avrupa’da oynamanın ne kadar geliştirici bir şey
olduğunun da farkındaydık. Bunu hem futbol kalitesi hem de ekonomik olarak
söylüyorum. Ne mutlu bize ki Real Madrid’e, Liverpool’a karşı oynadık. Gruplara
katılmayı başaran bir Bulgar takımı ilk defa 4 puan kazandı. Daha önce Livski
Sofya kalmıştı gruplara ama puan alamamıştı. O yüzden ben bunu önemsiyorum ve
bu başarıdır bana göre. Biraz daha şans ve tecrübemiz olsaydı fazlasını da yapabilirdik.
Başarılı
transferler yapıyorsunuz. Nasıl bir transfer politikanız var?
Öncelikle harika bir scout ekibimiz var. İstikrarlı
bir ekip ve herkesin uymak zorunda olduğu prensiplerimiz var. Oyuncular uzun
süreli takip ediliyor. Ve yerinden, canlı izleyerek takip ediliyor. Çok büyük
paralar vermiyoruz, o nedenle pahalı oyuncularımız yok. Bize uyum sağlamaları
önemli. Razgrad 30 bin nüfuslu bir şehir. Her açıdan düşünüyoruz, tüm
ayrıntıları değerlendiriyoruz. Kazanmak isteyen, zaferlere tutkulu oyuncular
arıyoruz. Aynı zamanda karakterleriyle hem bize uyum sağlayacak hem de bizi
geliştirecek futbolcular olmalı. Bu olmazsa olmazımızdır.
Ludogorets
ile birlikte Bulgaristan futbolunda neler değişti?
Ligde ve kupadaki şampiyonlukların yanı sıra
Avrupa’daki gelişim ve başarı bence en önemlisi. Avrupa Ligi ve Şampiyonlar
Ligi’nde kazandığımız puanlar ülke futboluna katkısı muazzam. Şampiyonlar Ligi
ön elemelerine 1 takımımızın katılmasını sağlamış oluyoruz, 3 takım da Avrupa
Ligi ön elemelerine yer alıyor. Aynı zamanda başarı kriterini de belirleyen,
etkileyen bir şey bu. Sadece yerelde elde edilecek başarılar yeterli
olmayacaktır bundan sonra. Belki de en önemlisi dünyaya Bulgar futbolunu tekrar
hatırlatmayı başladık. Uzun süredir devam eden düşüşü durdurduk.
Bundan
sonra daha büyük başarılar için neler yapacaksınız?
Seviyemizi yükseltmeliyiz, kendimizi geliştirmeliyiz.
Her açıdan yapmalıyız bunu. Futbolcu kalitesini daha da yukarıya çıkarmamız
lazım. Ama şu bilen biriyim ki; bir başarıyı bir kereliğine elde etmek onu
korumak ve tekrarlamaktan çok daha kolay. Biz sürekliliği sağlamalıyız. Her
sezon ya Avrupa Ligi ya da Şampiyonlar Ligi gruplarında olmalıyız. Bir kere
katılmak asla yeterli değil. Aksi takdirde sporun doğası olarak önce durur,
yerimizde saymaya başlarız ve ardından da düşüş başlar.
A
takımın yanı sıra alt yapıda da önemli gelişim var. Kulüp bu durumu nereye
oturtuyor?
Sadece A Takıma transfer yapmak yeterli olmadığının
farkındayız. Bizim gerçeğimizde tıkanma getirebilir sadece transfere bağımlı
olmak. Her kulüpte öyledir ama kendi koşullarımızı göz önüne alınca alt yapının
önemi daha da büyük, aynı zamanda da zorunluluk. Yıldızlarımızı çıkartmamız
gerekiyor. Akademideki antrenör kalitemiz çok yüksek. Ülkenin en yetenekli
gençlerini bünyemize toplamaya çalışıyoruz. Akademide 180 civarında futbolcumuz
var, bunların yarısı ülkenin dört bir yanından seçilen ve Razgrad’a
getirdiğimiz genç yetenekler. Genç milli takımlara 25 civarında oyuncu
veriyoruz. Profesyonel yaptıklarımız da oluyor yavaş yavaş. Beklentimiz çok
büyük. Hem A Takım seviyesinde oynayabilecek hem de transfer yaparak kulübe
ciddi katkı sağlayabilecek yıldızlar yetiştirmeye çalışıyoruz.
*15 Mayıs 2015'te Razgrad'da Ludogorets - Lokomotiv Sofya maçı sonrası yapılan söyleşi. 4-1 kazanılan maçla birlikte Ludogorets Razgrad, üst üste 4'üncü kez şampiyon oldu. 25 Mayıs 2015 Tarihinde TRT Türk'te Futbol Pazartesi Programında Yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder