Futbola
nasıl başladın, hikayeni anlatır mısın?
Futbola her çok çocuk gibi ben de mahalle arasında
top oynayarak başladım. Abim benim için çok büyük bir model oldu her zaman onu örnek
aldım. Yaşça çok küçük olmama rağmen kendi yaşıtları ile top oynarken beni de
yanına alırdı, onlarla birlikte ben de oynardım. Belki de bu yüzden yaşıtlarımdan
her zaman bir adım önde oldum. Ailem ve özellikle abimin yanı sara beden
eğitimi öğretmenimin emeklerini inkar edemem.
Ailede
futbolla ilişkisi olan başka biri var mı? Ailenin yaklaşımı nasıl oldu, şu anda
nasıl?
Bizim aile futbolla çok ilgiliydi her zaman. Abim
hala amatör olarak futbola devam etmekte. Ailem her zaman bana çok büyük destek
oldu futbol konusunda, hatta Kaman’daki bütün düzenlerini bozup benim için
Ankara’ya yerleştiler. Ailemin yaptığı bu fedakarlık beni daha da hırslandırdı
her zaman.
12
yaşında lisansın çıkmış. Neden daha erken çıkmadı?
Lisansımın geç çıkma sebebi yasadığım yerle
ilgiliydi. Kırşehir’in Kaman ilçesi çok küçük bir yerdi ve oynayabileceğim bir
takım bile yoktu. Oradaki beden öğretmenim Recep Girişit bendeki yeteneği keşfedip beni Gençlerbirliği’ne yönlendirdi.
Burada antrenmanlara çıktım, beni beğendiler ve lisansım çıktı.
4
sene gibi kısa bir sürede aldığın mesafeyi nasıl değerlendiriyorsun?
Ankara’ya geldiğim ilk günden itibaren, “futbolcu olacağım”
inancını beynime kazıdım ve kendi kendime ümidimi hiç bir zaman kaybetmeyeceğime
dair söz verdim. Bu amaç doğrultusunda çok çalıştım ve her zaman bana bahşedilen
yeteneklerimin üstüne koymak için çok çalışıyorum. Bu konuda altyapı hocalarım
başta Tuncay Mocan olmak üzere Volkan Arat, Gökhan Gedikali ve Aykın Demir’in
desteği ve katkısı çok büyük oldu.
Alt yapıda takım olarak 3 sezon üst üste Türkiye
finallerine katıldık. Bireysel olarak da takımın finallere katılmasında attığım
gollerle büyük rol oynadım. Son olarak U16 Milli takımı ile birlikte Ege Cup
turnuvasında gol kralı oldum ve altın ayakkabı ödülünü aldım.
Okul
devam ediyor mu? Zorluk çekiyor musun okul ile takım arasında?
Okul devam ediyor ve 11. sınıftayım. Bu konuda beden
eğitimi öğretmenim Avni Okumuş hocamın ve diğer öğretmenlerim desteklerinden
dolayı fazla zorluk çektiğimi söyleyemem. (gülüyor)
Yani
biraz kolaylık mı sağlanıyor sana?
Kolaylık, sınavlar ya da notlarla ilgili değil de
daha çok antrenman saatleri ve milli maçlarla ilgili oluyor. Kaçırdığım
dersleri telafi etmem için bazen tek başıma çalıştırıyorlar.
Gençlerbirliği’nde
A Takımla antrenmanlara çıktın mı hiç?
Hayır, çıkmadım. Profesyonel imzamı atar atmaz
Hacettepespor’a geçtim o yüzden fırsat olmadı henüz.
Mehmet
Özdilek senle görüştü mü?
Beni takip ettiğini, benim hakkımda bilgi aldığını
biliyorum ama henüz şahsi olarak tanışmadık.
Hacettepe’ye
geçişin nasıl oldu, kimler karar verdi, kimler yönlendirdi?
Genclerbirigi’nde ilk antrenörüm Tuncay Mocan’la iki
yıl birlikte çalıştık. Beni çok iyi tanıyor. Tuncay hoca bu sezon Hacettepespor’da
yardımcı antrenör oldu. Teknik direktör Mustafa Kaplan’a benden bahsetmiş. Mustafa
hoca da benim maçlarımı seyretti, teknik heyetle birlikte beni beğenmişler. Beni
devre arası kampına götürdüler daha sonra takımda kaldım.
Daha
yeni 16 yaşında oldun. 3. Lig’e geldin devre arasında. Alıştın mı, zorlanıyor
musun profesyonel ligde?
Sonuçta zor bir lig, fizik olarak da takımdaki abilerimden
az da olsa gerideyim ama küçüklüğümden beri hep kendimden büyüklerle oynadığım
için olsa gerek fazla zorlanmadan kısa surede alıştım ve bunu avantaj olarak görüyorum.
Tabii ki alt yapıya göre çok daha zor bir lig ama ilk zamanlardaki kadar
zorlanmıyorum. Özellikle Mustafa hocanın da desteği ve bana olan güveniyle,
takıma da lige de kısa sürede adapte oldum.
Profesyonel
liglerin en küçük birkaç oyuncudan birisin. Kendini özel hissediyor musun?
Genç yasta profesyonel futbolcu olmak her futbolcuya
nasip olmaz, bu sebeple kendimi az da olsa şanslı ve özel hissediyorum.
Artun Akçakın ve Atabey Çiçek’ten sonra “Beştepe’nin Yeni Kralı” deniyor senin için. Bu sende baskı yaratıyor mu?
Her ikisi de benim aldığım eğitimden geçen oyuncular.
Ama ben bunu baskı olarak görmüyorum hatta şans olarak görüyorum. Çünkü onların
geçtiği yolları, eksiklerini görerek nerede hata yaptılarsa ben o hatalı onları
yapmamak için daha çok çalışıyorum. Maç ayrımı yapmadan her oynadığım maçtan
sonra olumlu olumsuz yaptıklarımı değerlendiriyorum.
Gollerle
başladın 3. Lig’e. Kaç golle tamamlamayı hedefliyorsun sezonu?
Çok şükür profesyonel ligde oynadığım ikinci maçımda
gol attım. Çok daha fazla çalışıp, bana verilen süreyi en iyi şekilde
değerlendirip, en az 10 golle ligi tamamlamak istiyorum.
Boy,
kilo ve ayakkabı numaran kaç?
Boyum 1,84, kilom 73 ve ayakkabı numaram 42.5.
Nasıl
bir forvet, santrfor tipi olarak görüyorsun kendini?
Ben Hakan Şükür gibi çok yönlü bir oyuncu olmak
istiyorum. Yeri geldiğinde pasör, yeri geldiğinde pivot, yeri geldiğinde de
golcü... Çağımızda aranılan en fazla aranan özellik çok yönlü olmak zaten…
Golcüler
için bencil derler, sen de öyle misin?
Tabii ki pozisyon gereği daha rahatsam bencil olmak
gerekiyor ama daha müsait pozisyonda bir takım arkadaşım varsa kesinlikle pas
atarım, çünkü takımın başarısı daha önce gelir.
Yani
bencil değilsin?
Evet, değilim… (gülüyor)
Tek
forvet mi, çift forvet mi oynamayı daha çok seviyorsun? Kendini Santrfor olarak
mı, forvet olarak mı görüyorsun?
Fiziki özelliğimden dolayı her ikisini de
oynayabiliyorum ama daha çok forvet olduğumu söyleyebilirim. Ama santrfor da
oynadım alt yapıdayken. Çift forvet oynadığım zamanlar pasör görevini iyi
yapmaya çalıştım. Hava hakimiyetim iyi olduğu için tek santrafor gibi de
oynadım. Zamanla her iki özelliğe de sahip olduğumun farkına vardım. (gülüyor)
Artı
yönlerin nedir sana göre?
Yaşıma göre fiziğimin iyi olması, boyuma göre
oldukça süratli ve çabuk olmam, sıçrama yeteneğimin iyi olması ve tabii ki son
vuruşlarımın iyi olması...
Peki,
eksik yönlerin?
Yan toplarda zaman zaman zorlanıyorum. Bu yönde biraz
daha fazla çalışmam gerektiğinin farkındayım.
Hacettepespor’daki “staj” döneminin ne kadar süreceğini düşünüyorsun? Belli bir süre verildi mi sana?
Şu an bunun için bir süre vermek yanlış olur. Zaten
bu konuda bana da verilmiş bir süre yok. Ama kendimi A Takıma hazır hissettiğim
ana kadar burada kalmak benim için iyi olacağını düşünüyorum. Çok daha fazla çalışmam
gerektiğini biliyorum. En kısa sürede A Takım seviyesini yakalamak istiyorum.
Kariyerinde
hedeflerin neler?
Öncelikle hedefim Hacettepespor’da başarılı olup
Gençlerbirliği A takımına yükselmek. 3 büyüklerde oynamak ve Avrupa’da ülkemi
en iyi şekilde temsil etmek de uzun vadeli büyük hedeflerim arasında.
Kendi
potansiyelini, kalite olarak seviyeni nasıl görüyorsun?
Şu an bunun için net bir şey söylemek bana göre
doğru olmaz. Ama genç milli takımda oynuyorum ve milli takım seviyesinde bir
oyuncu olduğumu düşünürsek, bu tabii ki benim şahsi görüşüm ama Avrupa
seviyesine yakın olduğumu düşünüyorum.
Kendi
tarzını benzettiğin oyuncu var mı?
Hakan Şükür’ü söyleyebilirim. Tarzımı benzettiğim gibi,
bana göre Türk futbolunun en büyük golcüsü ve benim de idolümdür.
Bir
parolan, motton ya da temel bir felsefen var mı?
“Biz istediğimiz sürece her şey mümkün, yeter ki ağlamak
yerine umut edelim, şikayet etmek yerine çaba sarf edelim, vazgeçmek yerine
inanalım.”
ALT
LİGLERİN 3 YENİ SANTRFORLARI
Türk futbolunda beklentilerin en yüksek olan gençlerden.
95 doğumlu ve 50’ye yakın genç milli oldu. Gençlerbirliği alt yapısından
yetişti ve tecrübe kazansın diye devre arasında Boluspor’a kiralandı. PTT 1.
Lig’de süre almaya zorlansa da Hakan Şükür’ün tahtına en büyük adaylardan biri
olduğu muhakkak. 1,90’a yakın boyu ve yetenekli ayaklarıyla özel bir pivot
santrfor. Uzun boyu ve iyi zamanlaması sayesinde kafa
toplarında etkili. Boyuna rağmen ağır değil, hatta orta ve uzun mesafede fuleli
adımlarıyla hızlı sayılır. İki ayağını da iyi kullanıyor. Bitirici vuruşlarıyla
da her daim gole çok yakın.
“Diriliş” parolasıyla sezona giren Ankaragücü’nde bu
yıl en iyi çıkışı yapan oyuncu oldu. 2. Lig Kırmızı Grup’ta şampiyonluk
mücadelesi veren takımda 26 maçta 13 gol attı. 93’lü ve 1,91 boyunda. Güçlü
yapısı ve kalıplı fiziği ile sırtı dönük oyunda başarılı. Bunun yanı sıra ayakları
çok becerikli. Top alışı ve pozisyon görüşü iyi olduğundan beklenmedik anda gol
vuruşu çıkarabiliyor. Fiziğinin de avantajıyla defansın üstüne yüklenebiliyor,
kafa toplarına vurabiliyor. Çabuklaşıp hızlanması halinde en büyük pivot
santrfor adaylarından biri olabilir.
20 yaşındaki santrfor İBB’nin alt yapısından
yetişti. Geçtiğimiz yaz U20 Dünya Kupası’nda oynadı. Genç milli takımlarda da
bu güne kadar 70 kez forma giydi. Geçen sezon 3. Lig’de Play-off oynayan Darıca
Gençlerbirliği’nde 20 gol attı ve dikkatleri üzerine çekti. Bu sezon PTT 1.
Lig’e düşen İBB’de epey süre almaya başladı. Mehmet Batdal’ın arkasında
bekliyor çoğunlukla, zaman zaman da 11’de oynuyor. 5 golü var ve final
haftalarında yapacağı extra katkı Süper Lig hedefindeki takımında kritik
olabilir. Kuvvetli ve defansla boğuşmayı seven bir yapısı var. Tekniği iyi,
topu tutmayı ve zorlamayı seviyor. Bu nedenle de bazen etrafındaki uygun
arkadaşını göremeyebiliyor.
*FourFourTwo Dergisi Nisan 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder