Bu sezon alt liglerde ortalığı tam anlamıyla tozu
dumana katan biri çıktı. Futbolumuzun yükselen değeri Altınordu’da bir solak
bambaşka türlü işler yapıyor. Müthiş şut atıyor, süper frikik kullanıyor, adam
geçiyor, pas atıyor, asist yapıyor, 90 artıda maç kazandırıyor, liderlik ediyor,
hatta ve hatta artık topu ayağına beklemiyor, koşuyor, savunma bile yapıyor… “O
kadar da değil” ya da “2. Lig’de yapmak kolay, Süper Lig’de yapsın da görelim”
diyenler olabilir, fazla iddialı ve abartılı gelebilir bunlar ama karşımızda
net bir yıldız adayı var: Gökhan Karadeniz.
Altınordu’nun
yeni solağı…
Seyit Mehmet Özkan ve ekibi 2012’nin yazında
Altınordu’yu devraldığında ilk sezonu tertip ve düzen yılı olarak belirlediler.
Ancak takım o planlara fazla sadık kalmaya niyetli değildi. 20 gün gibi kısa
sürede kurulan kadro harika bir sezon geçirdi ve 3. Lig 3. Grup’ta şampiyon
oldu. Yapılanmaya girişilmişken yarışmacı olarak da başarı çabuk geldi. Bu
sezona girerken de temel kadronun üstüne sadece birkaç transfer yapıldı. Bunlardan
biri de geçen sezon 3. Lig 2. Grup’ta Aydın 1923 ile şampiyonluk yaşayan
Gökhan’dı. “Daha önceden onu tanıyanlar, koşmadığı, bireysel oynadığı,
istikrarsız olduğu, 2. Lig’de yapamayacağı yönünde uyarılar yaptı bize. Ama
öyle olmadı.” diyen Altınordu teknik direktörü Hüseyin Eroğlu, yetenkli
oyuncunun gösterdiği gelişime vurgu yapıyor. “Bizim sistemimize uyum sağladı ve
giderek de gelişiyor. Bizde takım oyunu ön plandadır ve her futbolcu koşmak
durumundadır. Yetenekli oyuncular da o takım oyuncu içinde kendini gösterir ve
çok daha fazla verimli olur. Gökhan da bunu çok net algıladı ve ona göre çalışıyor.
Topsuz oyununu geliştirdik, geriye gelmeye başladı, defans yapmayı öğreniyor,
temposunu arttırdı. Yani sadece hücumda değil top rakipteyken de takımın bir
parçası olduğunu anladı. Gökhan çok zeki bir oyuncu. Kendisinin de faydasına
olan bir durum olduğunu kavradı ve oyun karakterini ona göre geliştirdi.” Gökhan’a
göre ise sezon başında kendisiyle ilgili kaygılar yersiz, ayrıca da lig
yükseldikçe futbol kalitesinin ön plana çıktığını ve daha rahat yeteneklerini
göstereceği görüşünde. “Yeteneklerime güveniyorum. 2. Lig’de daha rahat oynayacağımı ve daha başarılı olacağımı
biliyordum. Burada da adam adama markaj var ama 3. Lig’e göre alan savunması
daha ön planda. Öyle olunca da boş alan bulma ve düşünme vaktin biraz daha çok
oluyor. Lig yükseldikçe de pas yapmanın, futbol oynamanın daha kolaylaştığını
tahmin ediyorum” Öyle de oldu zaten. Gökhan lige çok kolay alıştı ve sezona
harika başladı. 25’inci haftaya kadar 19 gol attı, 9 asist yaptı. Alanyaspor,
Ankaragücü, Bandırmaspor, Bugsaşspor,
Nazilli Belediyespor, Tepecikspor, Diyarbakır BŞB gibi güçlü rakiplerle
şampiyonluk yarışı veren Altınordu’nun
en büyük silahlarından biri oldu.
Aslında biraz geç keşfedildi. 20’sine kadar Bursa’nın
amatör takımlarından Karacabeyspor’da 9 sene, Gemlikspor’da da 1 yıl oynadı. Bölgeler
arası amatör karmaya seçildi. Konya’daki turnuvada Bursa Karmasıyla iyi maçlar
çıkarınca da 2010 yazında Hatayspor ile profesyonel sözleşme imzalıyor. İlk
deneyimi çok parlak olmadı, az oynadı. Sezon sonu Bursa’ya döndü ve “Kendimi
bulduğum, çıkış yaptığım yer oldu” dediği Nilüferspor’a transfer oldu. 3.
Lig’de 20 gol attığı sezonda takım Play-off’a yükseldi ancak finalde Tarsus
İdman Yurdu’na kaybetti ve 2. Lig’in kapısından döndü. Sonraki sezonun ilk
yarısını Nilüferspor’da geçirdikten sonra, devre arasında şampiyonluk
yaşayacağı Aydın 1923’e transfer oldu. “Sezon başında isteyen çok takım vardı.
Ama yapılanması ve hedefleri bana daha uygun olduğunu için burayı düşündüm”
sözleriyle anlatıyor Altınordu tercihini. “Aslında daha erken bu seviyeye gelmesi
gerekiyordu. Bilinen bir oyuncuydu ama anca 2-3 yıldır profesyonel liglerde var”
diyen Hüseyin Eroğlu, öğrencisinin kayıp yılları için hayıflanıyor. Ancak öte
yandan amatör döneminin kendisi ve yetenekleri için bir avantaj olarak görmek
mümkün olabilir. Bu tezi bazı açılardan destekleyen Gençlerbirliği Gençlik
Geliştirme Koordinatörü Osman Nuri Işılar, profesyonel takımların alt yapı
sorunlarının yetenek kısıtlayıcı olabileceğini, buna karşın ise amatör futbolun
bazen büyük fark yaratabileceğini düşünenlerden. “Amatör takımlardan yetişen
gençler doğal yeteneklerini sınırsızca kullanabilirken, kulüplerin
altyapılarından yetişen gençler ise futbolun takım oyunu disipliniyle
büyüyorlar. Ancak bu durumdaki oyuncular kendi hayal dünyalarındaki beceri uygulamalarını
denemede katı disipline takılıyorlar.”
Şut,
frikik, çalım, asist, liderlik… Ee daha ne olsun!
Türkiye liglerinin en fazla skor katkısı yapan
forvet arkası olduğu kesin. 30’a yakın golde doğrudan etkisi var. Yetenekli
oyuncunun en önemli özelliklerinden biri kuşkusuz çok iyi şutör olması. İster
hareketli, ister gelişine, isterse de duran olsun topa gerçekten iyi vuruyor. Gollerinin
4’ü frikikten, 8’i de ceza sahasının dışından olması da bunun göstergesi. Ceza
sahası etrafındaki boşluklarda çok iyi top alarak ya da geriden kendi
paslaştığı ve getirdiği toplarla buluyor şut fırsatlarını. Sık sık da şut denemekten
çekinmiyor. İyi bir frikikçi olmasının yanı sıra duran topları da Manuel
Fernandez’i çok fazla aratmayacak kadar iyi kullanıyor. Her solak gibi adam
eksiltiyor. Ama top cambazı çalımcılardan değil. Oyun ve futbol zekası gelişkin
olduğu için top tutacağı, tek oynayacağı, adam geçeceği zamanı iyi biliyor.
Olur olmaz yerde kendini yormuyor. Özellikle cepheden topu aldığında defansın
arasına ve arkasına doğru pas tercihleri yapıyor. 9 asistin sebebi de bu zaten.
Sorumluluk almaktan kaçınmıyor ve final oynamayı iyi beceriyor. Pazarspor ve
Ankaragücü karşısındaki son dakika golleri buna örnek. Gökhan’ın devamlı markaj
altında oynadığını, bu yüzden de zaman zaman oyundan düştüğünü ancak yavaş
yavaş sorumluluk aldığı dakikaları arttırdığını söyleyen Hüseyin hoca, 24
yaşındaki solağın farklı bir lider tipi olduğunu anlatıyor. “Arkadaşların
yönlendiren, toparlayan tarzda biri değil. Oynadığı futbolla, aldığı saha içi
sorumlulukla öncülük ediyor daha çok. Kaptandan ziyade lider, öncüdür. Mesela
tüm takım arkadaşları kolay kolay top kaybetmeyeceğini bilir, şut atacağını
bilir, iyi duran top kullanacağını bilir.”
Başka
türlü bir 10 numara…
Her şeyden önce çok net ve yetenekli bir sol ayağı
var… Orjin olarak tam ve klasik bir 10 numara. Ancak bu Altınordu teknik heyeti
ve Hüseyin Eroğlu için yeterli değil. “Biz “10 numaralar koşmaz, yetenekli
oyuncu koşmaz ama iş bitirir” mantığını kabul etmiyoruz. Bu yüzden de bizden
önce çoğunlukla sol ve sağ kanatta oynuyordu. Hem az koşuyor hem de defans
yapmıyor diye. Ama bu kadar özellikli bir oyuncuyu ve yeteneklerinin
doğrultusunda orijinal mevkisinde oynamalı. Çünkü ara pası ve şut özelliği çok
gelişkin.”
Boyu 1,78 olan Gökhan’ın güçlü ve gelişime açık bir
fiziği var. Hüseyin hoca devamlılığını ve topsuz oyundaki gelişimini antrenman
farklılığına bağlıyor. “Her futbolcu yetenekli değildir ama her oyuncu koşar.
Koşmuyor diye bir şey yoktur. Burada bizim antrenman tempomuzun ona katkısı çok
büyüktür. Biz yüksek tempoda yani maç temposunda çalışırız. Gökhan buna
örnektir. Zaten antrenmanı seviyor, çalışma coşkusu çok yüksek. Böyle olunca da
artık koşan, defans yapan, topsuz oyunda da görünen bir forvet arkası oluyor.
Giderek de daha iyi olacak.”
“Süper
Lig’de böyle yerli oyuncu pek yok”
Süper Lig seviyesi için Gökhan’ın yeteneklerinden
şüphesi yok. “Yaşım geçmeye başladı. Artık bir an önce yukarılara çıkmam
gerekiyor. Futbola, gelişime, başarıya aç biriyim. Kendime çok güveniyor. Süper
Lig’de başarılı dönemlerim olacağına eminim” Süper Lig’den halen 2 kademe
aşağıda oynayan biri için iddialı sözler bunlar. Ancak var olan yetenekleriyle
o mesafeyi bir anda kapatabilir de. Bunu başarmak için, özelliklerinin yarısı
bile fazlasıyla yeterli gibi. Gökhan’ın yeteneklerine ve gelişme potansiyeline
güvenen Hüseyin Eroğlu’nun tek endişesi Türkiye’deki sorunlu futbol düzeni.
“Türkiye’de futbol çok ilginç bir ortama sahip. O yüzden net bir şey söylemek
zor oluyor. Bazı oyuncular kesin olur dersiniz, ama o olmaz. Ancak fazla ümitli
olmadığınız bir oyuncu bir bakarsınız müthiş yerlerde olur. O kadar fazla dış
etken var ki. Ama bize göre Gökhan, Süper Lig’de rahatlıkla oynar ve hatta
sahip olduğu yeteneklerle fark yaratabilir. Süper Lig’de yerli oyuncu olarak bu
kadar özellikli futbolcu pek yok. Tek dezavantajı yaşının 24 olması. 2-3 yıl
daha önce olmalıydı bu durumda. Ama çok çalışkan, hırslı, coşkulu, antrenmanı
seven bir oyuncu. Öyle olunca gelişimi ve yükselmesi açısından çok umutluyuz”
ALTINORDU’NUN
DİĞER SOLAK YILDIZ ADAYLARI
OZAN
SOL
“Bazı özel yetenekleri olan bir oyuncu. Uzun vadeli
ve üst liglere çıktıkça da bize katkı sağlayacağı düşüncesiyle transfer ettik”
demişti Genel Kaptan Sedat Gündoğdu, önceki sezonun başında amatörden genç
oyuncuyu aldıklarında. Yanıltmadı kendisini transfer edenleri. Ön kenar
oyuncusu olarak 3. Lig’de 19 gol attı ve şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu.
Bu sezonun ilk yarısında sakatlandığından dolayı düzenli forma giyemedi. 21
yaşındaki solak, ikinci devre daha çok oynamaya ve formunu bulmaya başladı.
Patlayıcı kuvveti, sürati ve motorik özellikleri onu özel yapan yönleri. Topla
temasını gittikçe geliştiriyor.
HALİL
İBRAHİM TUNA
Altınordu’nu sağ öndeki sol ayaklısı. Zaman zaman
sola geçse de çoğunlukla yer değiştirmeden ters kanatta kalır. İnce fiziğine
rağmen top tekniği ve yetenekli bilekleriyle çok üretken. Çabuk ve hareketli.
Topla direk rakibinin üstüne gidiyor. İki yöne de dripling özelliği var. Araya
yaptığı koşularla sık sık pozisyona giriyor. Bu sezon düzenli 11’de oynuyor,
skora katkı sunuyor. Futbol zekası ve pas tercihleri çok iyi. Özellikle ceza
sahasına yakın yerlerde Barcelona’yı andıran al-verleri yapıyor. Tempo sorunu
olmamasına rağmen üst ligler için fizik ve kuvvet olarak gelişmesi
gerekiyor
GÖKHAN
YILMAZ
Süper Lig’deki oyuncu profillerini analiz eden başkan
Seyit Mehmet Özkan ve ekibi iki temel özelliği öne çıkarıyor: çabukluk ve
dayanıklılık. İşte Altınordu’nun 3 numarası ve sol beki de tam bu kriterlere
uyuyor. Şampiyon kadroda kart cezaları dışında full oynadı. Bu sezon da 11’in
değişmezi. Çift yönlü bir sol bek. Yüksek temposu ve dayanıklılığıyla hemen
hemen her atakta var. Bazen penaltı noktasında da görmek mümkün. 23 yaşında ve
futbol olgunluğu oturmuş bir oyuncu.
*FourFourTwo Dergisi Nisan 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder