Sezonun en tempolu maçlarından birini izledik. Bunun
da nedeni Fenerbahçe’nin arzulu haliydi. Takım ilk defa bu kadar hareketli ve
tempoluydu. Yükselen tempo baskıyı getirdi belki ama üretkenliğe dönüşmedi bir
türlü. Fenerbahçe’nin hızlanması net pozisyonlar getirmedi, sadece yayın
dışından şutlar çıktı. Fenerbahçe’nin ilk 3 maçta görülen üretim sorunu bu
kadro yapısıyla epey başını ağartacak gibi. Tempo ve gelen baskı ise ilk iki haftaya
göre olumlu ama yeterli olmayan farklardı. Mehmet Topal – Emre Belözoğlu ikilisi
daha fazla hücuma çıktı ama bu da rakibine geniş alan imkanı verdi. Gaziantepspor
epey ani atak fırsatı yakaladı ama pas tercihlerinde hata yapınca da pozisyona
dönüşmedi bu şanslar. 65’teki 18’lik Oğulcan Çağlayan’ın kaçırdığı net
pozisyonu saymazsak tabi.
Beklerin
kazandırdığı maç!
Süper Lig’in en iyi ve hücumcu iki bekine sahip
olmak, geçen sezonki şampiyonlukta olduğu gibi bu maçta da karşılığını getirdi.
Hele de Gaziantepspor’un ön kenarları İbrahim Akın ve Oğulcan Çağlayan yeteri
kadar beklere yardım etmeyince Gökhan Gönül ve Caner Erkin çok rahat boşluk
buldu. Öyle olunca da iki koridordan gelişti hücumlar. Penaltının da Gökhan’dan
gelmesi şaşırtıcı değil. Gaziantepspor’un ön kenar oyuncularının defansif
görevlerini yapmamasının katkılarını da yok saymadan, sahanın en iyilerini
Gökhan ve Caner olarak yazılabiliriz rahatlıkla. Onlarla birlikte günün
iyilerinden olan Emre, penaltı golüyle galibiyeti getirdi, oyundan hiç düşmedi
ve ayakta kaldı.
Diego’lu
yeni sistem!
Diego önünde pas trafiğine ve top alışverişine uygun
olmayan oyuncularla oynadı. Topu da tehlike bölgesinden çok uzağında aldı.
Final pası yapacağı ya da şut atacağı yerlerde topla buluşmakta zorluk çekti. Kuyt,
Sow, Emenike ve Diego çok üretken olabilecek 4’lü olduğunu söylemek zor.
Hızlanan oyun da fayda etmedi. Yani Fenerbahçe’nin geçen sezon olduğu gibi güç
ve baskıyla sonuca gitmesi o kadar kolay olmayacak. Ne takım o güçte, ne de
oyuncuların form durumları o seviyede. İsmail Kartal’ın bunun üstüne çıkacak
bir oyun düzenine geçmesi gerekiyor. Bunda da Diego’nun öneminin yanı sıra, ona
göre bir oyun kurgusunun olması da şart. Önünde santrfor özellikli 3’lüyle
istediği alanları bulması zor. Çünkü Diego kariyeri boyunca topu sırtı dönük
değil, yüzü dönük ve ceza sahası yakınında aldığında etkili olmuştur. Topu ceza
sahanın epey uzağında aldığında final pası çıkarmak bir kenara, denemekten bile
uzaktı. Şu an için sadece topla dönüp şut pozisyonu aradı. Ama bunların dışında
Diego’nun çabası, ısrarla top alması, sorumluluktan kaçmaması ve oyundaki
devamlılığı ilerleyen haftalar için çok olumlu. Temposunun yerinde olmasına
rağmen oyundan alınması da şaşırtıcıydı! Alper ile birlikte sahada kalsaydı etkinliğini
daha da arttırabilirdi. Alper-Diego ikilisini beraber görmek ilerleyen haftalar
açısından da önemli olabilirdi. Oyunu açmak ve üretken olabilmek için en güçlü
alternatif bu gibi gözüküyor.
*22.09.2014'te Akşem Gazetesinde yayımlanmıştır. http://www.aksam.com.tr/sporfenerbahce/bekleriyle-kazanan-fenerbahce/haber-340582
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder