Bu
sezona kadar hep Atabey ön plandaydı. O milli takımlara gitti,
Gençlerbirliği’nde iyi yükseldi. Ama bu sezon stoper bir abisi çıktı ortaya.
Aslında sen hep vardın ama genellikle ikinci planda kaldın. Hikayeni anlatır
mısın?
Futbola 8 yaşında Göztepe’de başladım, ailem o
zamanlar İzmir’de oturuyordu. 1 sene orada kaldım. Sonra Ankara’ya taşındık.
Aklım fikrim futbolda olduğu için babama çok ısrar ettim bir kulübe götürsün
diye. O da beni Gençlerbirliği Futbol Okulu’na kaydetti. 1 sene sonra da
altyapı takımına seçildim. Ben antrenman yaparken de Atabey bizi izliyordu.
Yaşı ufak olduğu için onu almıyorlardı ama o hep geliyordu peşimden. (gülüyor)
2-3 sene sonra onu da minik takıma seçtiler.
Kıskandığın oldu mu onu hiç, sonuçta büyük olan sensin?
Çevremizdeki herkes Atabey ile ilgileniyordu, ben
hep arka planda kalıyordum. Ama Atabey ile ilgili hiçbir kıskançlığım
olmamıştır, hep onunla gurur duymuşumdur. Başarılı oldukça ben yaşamışım gibi
oldum hep. 3 yaş küçük benden ve benim yaptığım bazı hataları yapmadı. Ben hep
yol gösterdim ona. Mesela benden 3 sene önce başladı extra çalışmalara.
Futbolcunun eksiklerine göre yapılan extra çalışmalar çok önemlidir. Ben 15-16
yaşında başladıysam extra çalışmalara o 12-13 yaşında yaptı bunları. Onun
gelişimi de bu yüzden benden daha hızlı oldu.
Atabey ile beraber oynamayı konuşuyor musunuz hiç?
Beraber oynamak, aynı takımda forma giymek bizim en
büyük hayallerimizden biri. Ailemizin de en büyük hayali. Sezon başında
Gençlerbirliği ile kampa gideriz muhtemelen, belli mi olur belki önümüzdeki
sezonda bile olabilir bu.
Altyapıda Gençlerbirliği ile pilot takım Hacettepespor arasında mekik kodun durdun. Bu git-geller seni nasıl etkiledi?
Ekim ayı doğumlu olduğum için yaşıtlarıma göre fizik
olarak biraz güçsüz kalıyordum. Hacettepe’ye gönderildiğim zamanlarda da çok
hırslanıyordum, kabullenemiyordum. Daha çok çalışıyordum bu yüzden de. Ama PAF
takımına çıktığımda bu kez arkadaşlarımın önüne geçmiştim. Orada kendimi iyi
gösterdim ve Gençlerbirliği’nde profesyonel oldum. Sonra yine Hacettepe’ye
kiralık gittim. Hacettepe’de 3. Lig’de 2 sezon düzenli bir şekilde oynadım. Bu
sezonun başında da Gençlerbirliği ile kampa götürüldüm. İyi kamp süreci geçirdim.
Ama 1 sezon daha alt ligde oynamam gelişimim açısından daha doğru olacağına
karar verdik ve Denizlispor’a kiralık olarak gittim.
Açıkçası başlangıçta zorlandım. Her ne kadar
Gençlerbirliği’nin futbolcusu olsam da 3. Lig’den gelmiştim. Önyargı vardı
başlarda. Önyargıyı kırmak zor oldu. Ama Yusuf Şimşek bana güvendi ve beni
oynattı. Ben de o fırsatı iyi değerlendirdim. Özcan Bizati hoca geldikten sonra
da oynamaya devam ettim yine. Doğrusunu söylemek gerekirse beklediğimden iyi
bir sezon oldu benim için. Bu kadar gelişme kaydedeceğimi ben bile
düşünmüyordum. (gülüyor) Hep üstüne koyarak çıkmaya çalıştım her maça. Umarım
bu çıkışım devam eder.
PTT 1. Lig sert ve kuvvete dayalı bir lig. Güçlü forvetler var. En çok kim seni zorladı?
3. Lig’deki forvetlerin çoğu fizikli ve kuvvetli
olduğu için alışıktım aslında. En çok Orduspor’lu Branimir Subasic karşı
zorlandım. Çok akıllı ve hareketli bir oyuncu. Ama onun dışında zorlandığım
forvet pek olmadı.
Kulüp seni takip etti mi seni bu sezon?
Gençlerbirliği teknik menajeri Ferda Ramanlı ile
iletişim halinde olduk. Sık sık konuştu benimle, maçlarımı izlemeye geldi. Çok
destek oldu bana.
22 yaşındasın, kariyer planlamanda neredesin ve geç kaldığını düşündüğün oluyor mu?
Doğru gittiğimi düşünüyorum. Ben basamakları tek tek
yükselmekten yanayım. Her şeyin zamanı olduğunu düşünüyorum. Hızlı
yükselişlerin düşüşü de hızlı oluyor. O yüzden şu anda iyi noktadayım. Geç
kaldığımı düşünmüyorum. Önümüzdeki sezon da Süper Lig şansı da gelirse iyi
değerlendireceğime inanıyorum. Ama Süper Lig olmazsa 1 sezon daha PTT 1. Lig’de
oynayabilirim. Ben futbolda şansa, kısmete inan biriyim. Önemli olan o şans,
fırsat geldiğinde iyi değerlendirmek.
PTT 1. Lig’de kendine biçtiğin süre nedir?
3. Lig’de ilk sezonumda çok iyi bir performans
göstermiştim. İkinci sezonda ise heyecanım biraz azalmıştı. Şimdi 1. Lig’de 1
sezon oynadım. Süper Lig fırsatı gelirse onu da değerlendiririm, o aşamayı
gösteririm. Ama olmazsa da en fazla 1 sezon daha 1. Lig’de kalabilirim.
Peki, Gençlerbirliği’nde yedek kalmak mı, PTT 1. Lig’de oynamak mı?
Yedek kalmaktansa 1. Lig’de 30 maç oynamak çok daha
mantıklı benim için. Çünkü futbolcu kendini oynayarak geliştirir, bekleyerek
değil.
Hamleyi yapan, forveti yıpratan bir oyun yapım var.
Bir de küçüklüğümden beri hep kaptanlık yaptığım için, arkadaşlarımı ve oyunu yönlendiren,
konuşan bir stoperim. Boyum 1,92 olduğu için de hava toplarında iyiyim. İkili
mücadele gücüm iyi. İkinci hamlelerim biraz eksikti. Ama bu konuda çok
çalışıyorum ve kendimi geliştirdim. Çabukluk çalışıyorum extra. Uzun boylu
olunca ister istemez yavaş olma tehlikesi oluyor. Ama fiziğime göre ağırlığımı
aştığımı, çabuklaştığımı düşünüyorum. Havadan ve yerden hamle zamanlamam
iyidir.
Topla aran nasıl?
Aslında ben PAF takıma kadar orta saha oynadım, sonradan
stoper oldum. O yüzden top tekniğim iyidir. 1. Lig’de pas yapma imkanı biraz
daha az olduğu için tam gösterememiş olabilirim bu özelliğimi ama oyuna pas
taktım iyidir her zaman. Eski orta sahayım sonuçta. (gülüyor)
Stoperde olmazsa olmaz kriter, pozisyon ve oyun bilgin nasıl?
Altyapıda Kahraman Karataş ve Tarık Taşgün’ün çok
emeği vardır bende. Kahraman hocam Almanya kökenli olduğu için oyun ve pozisyon
bilgisi olarak gelişmemde çok büyük katkısı oldu. Defansta duruş ve pozisyon
bilgimi çok geliştirdiler. Gençlerbirliği altyapısının verdiği bir şans bu.
Ayrıca Denizlispor’daki yardımcı antrenörümüz Burak Özsaraç da uzun yıllar
Süper Lig’de stoper oynadı. O da benimle çok yakından ilgilendi bu sezon.
Örnek aldığım ve beğendiğin stoperler kim?
Türk olarak Ömer Toprağı beğeniyorum. Ama onun
dışında Türkiye’de stoper sorunu olduğunu düşünüyorum. Dünyaya baktığımızda Manchester
City’den Vincent Kompany ve Bayern Münih’ten Mats Hummels’i çok beğeniyorum.
Maç izliyor musun ya da çoğunlukla olduğu gibi pes ile mi geçiyor zaman?
Tabi ki çok fazla pes oynama zamanı oluyor açıkçası.
Ama Türkiye’den ve Avrupa’dan önemli maçları izlemeye çalışıyorum.
GENÇLERBİRLİĞİ’NİN
DİKKAT ÇEKEN KİRALIKLARI!
Güçlü fiziği, kısa mesafedeki çabukluğu, patlayıcı
kuvveti ve yetenekli sol ayağı ile Gençlerbirliği’nin ve Türk futbolunun çok
şey beklediği santrforlardan. Geçen sezon Türkiye Kupası’ndaki
hat-trick’leriyle parladı. Bu sezon Fethiyespor’a kiralandı. Düzenli forma
giydi ancak en uçta Ahmet Aras’ın arkasında kaldı sezonun büyük bölümünde
orijinal pozisyonunda oynamadı. Ön kenarlarda zaman zaman zorlandı ve gole uzak
kaldı. Daha iyi bir sezon geçirebilirdi ancak buna rağmen sert ligde oynaması
önemli bir tecrübe oldu onun için.
Önceki yıl Hacettepespor’da, bu sezon
Bandırmaspor’da kiralık. Lig yükseldikçe yeteneklerini daha etkili kullandı. En
dikkat çeken özelliği kuvvetli ve fuleli yapısı. İki kenarda ve forvetin
arkasında oynayabiliyor. Gole ve asiste yakın. Bu sezon banko oynadı ve
Play-off mücadelesi veren takımında 10’un üzerinde gol attı. İyi bir sezon
geçirdi ve önemli gelişim gösterdi. En kötü 1 sezonluk PTT 1. Lig deneyiminden
sonra Süper Lig kadrosunu rahatlıkla zorlayabilir.
Pilot takım Hacettepespor’a kiralık verilen İrfan
Can Kahveci ve Mahmut Bilir ile birlikte bu sezon başarılı bir staj dönemi
geçirdi. Hareketli, pozisyonu zorlayan, golü arayan ve bitiricilik bir özelliği
var. 30’dan fazla maç oynadı ve 15’in üzerinde gol attı. 94 doğumlu ve Hacettepespor’da
üçüncü sezonunu geçirdi. Gelişimi açısından, artık ayrılma vakti, en azından
lig çıkma zamanı geldi. *FourFourTwo Dergisi Mayıs 2014 Sayısında Yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder