Bir dönem Fenerbahçe’ye transfer oldu, Manchester City tarafından beğenildi. 1991 doğumlu Abdülkadir’de hâlâ yıldız olma potansiyeli var…
Ocak 2009’da Fenerbahçe’ye transfer olduğunda
“eyvah” demiştim! Çünkü genç bir yeteneğin büyük takıma transfer olması demek,
bundan sonraki kariyeri daha da fazla “tesadüflere” bağlanması demek! Buradaki
tesadüften kasıt Oğuzhan Özyakup örneğinden daha iyi anlaşılır. Geçen sezonki
Beşiktaş kadrosu olmasaydı ve 8. haftadaki etkileyici Trabzonspor performansını
göstermeseydi, Oğuzhan’ın bugün yokluğu çok aranan bir oyuncuya dönüşüp dönüşmeyeceği
büyük soru işaretleriyle dolu bir konu. Ama Abdulkadir bu kadar “şanslı”
değildi. 18 yaşında geldiği Fenerbahçe’de neredeyse hiç oynamadı. Kiralık
gittiği İBB’deki 2 sezonda da oynadığı maç sayısı 10’u bulmadı. Sonraki 2 yıl
Orduspor’da benzerini yaşadı.
Yani memleket futbolundaki oyuncu ve bireysel
yetenek yönetimi konusundaki sorunlu yapı genç bir yeteneğin yaklaşık 5
senesini tüketti. Halbuki, pek çok kimsenin bildiği üzere, alt yapı seviyesinde
yaş grubunun en parlak yeteneklerinden biriydi. Hatta Manchester City’ye gidip
ve beğenilmişliği oldu o yıllarında. 60’ın üstünde genç milli takımlarda
oynadı, kaptanlık yaptı. Çift yönlü, iki ayağını çok iyi kullanan, tekniği ve
oyun zekası üst seviye olan ve tarz olarak da Nuri Şahin’i andıran yetenekli
bir orta saha. Bu sezon başında Boluspor’a transfer oldu. Geride kalan
haftalarda 5 maçta 11 oynadı. 17-18’inde özgüveni ve lider yönü güçlü çocuktan
uzak bir görüntüsü var şimdilik. Sorumluluk almakta kararlı değil, biraz
saklanıyor gibi, risk almadan al-ver şeklinde, kısa ve yan paslarla “idare
ediyor”.
Oynamadığı yıllar ona çok şey kaybettirmiş. Gerçi futbolu unutmamış
olması bile başarı! Ama kaybettikleri yetenekleri değil elbet, düzenli maç
oynamamaya bağlı ve aşılabilecek eksikler daha çok. Hala 22 yaşında. Fiziği
oturdu. Özgüvenini toparlayıp, maç alışkanlığını edinebileceği bir yerde, lig
ve takım olarak. Alt yapı yıllarındaki en büyük eksiği olan tempo sorununu
çözmek için henüz geç kalmış değil. Geniş oyun ve görüş alanını geri kazanması
gerekenler arasında. Kuvvetlenip, sert mücadele becerisini de arttırmak
zorunda. Çok büyük bir yıldız beklentisi eşliğinde geçen alt yapı yıllarından
sonra kayıp 5 sezonun ardından nasıl bir tepki ortaya koyacağı merak konusu. Bakalım
üst düzey yetenekleri olan bir futbolcu, değerini gerçekleştirip yerini
bulabilecek mi, yoksa Türkiye’nin kaybolmuş, tutunamamış, olamamış genç
yeteneklerine mi katılacak?
*http://www.fourfourtwo.com.tr'de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder